İnsanın geri dönüşü yoktur, varlığı gereği hep kendi kendinin önünde gitmeye zorunludur, geçmiş zamanın falan anı geri dönemez diye değil, tersine: Zaman geri dönmez, çünkü insan olmuş olduğu şeye geri dönemez.
- Henüz kategori yok.
-
MasterChef Türkiye'de Şaşırtan Elenme: Çağlar Veda Etti09.11.2025
-
TCMB'den Altın Ekonomisi Analizi: Yastık Altı Miktarı,…09.11.2025
-
9 Kasım Günlük Burç Yorumları: Gezegenlerin Etkisiyle …09.11.2025
-
TOKİ Yüzyılın Konut Projesi Başvuruları Başladı: E-Dev…09.11.2025
-
İrem Derici ve Melih Kunukçu Aşkında Son Perde: Ayrılı…09.11.2025
-
Aynadaki Yabancı 6. Bölüm: Gerçekler Açığa Çıkıyor, Te…09.11.2025
-
Portekiz Ligi: Santa Clara, Sporting Karşısında Erken …09.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Haftanın Eleme Heyecanı: 7 Kasım…09.11.2025
-
8 Kasım 2025 Çılgın Sayısal Loto Sonuçları Belli Oldu:…09.11.2025
-
Ben Leman'da Gerilim Dorukta: Kaybolan Çocuklar İçin U…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Ortega y Gasset
Zeki insan, kendisini kendi aptallığından koruyarak yaşar; aptallığını, ortaya çıkar çıkmaz anlar ve onu yok etmeye çalışır; oysa aptal insan, kendi aptallığına, koşulsuz olarak, büyülenmişçesine teslim olur.
Sanat, bir tabloyu seyrettiğimizde ya da bir kitabı okuduğumuzda ruhumuzda olup biten bir olaydır. O olayın ortaya çıkması için bizim ruhsal düzeneğimizin iyi işlemesi gerekir.
Zihin genelde kişiliğin atılmış, kullanılmadığından ötürü küflenmiş, durur. Dışarıdan hazır alıp üstünde hiç kafa yormadığı, kendi akıl makinesinin üretmediği formüllerle yaşar.
Mazi, tıpkı bir ağacın köküne benzer. Ağaç ne kadar büyür se büyüsün, onun en yüksekteki yaprakları bile köke daima muhtaç. Çünkü hayat suyu ancak bu yolla gelir.
Aşık olan bir insanın ruhu, kapalı kalmış hasta odasının kokusunu taşır - bu odanın havası, bayatlamış nefes kokusuyla doludur.
İnsan sistemi kendiliğindenliğin yerine tümüyle geçebilseydi, kişiliğinin gölgeli derinliklerine dalmak için hiç bir neden kalmazdı.
Tarih de gıdasını, ziraat gibi, tepelerden değil, vadilerden, üstün kalitede insanlardan değil, vasati sosyal seviyeden alır.
Nerede ortaya çıkarsa çıksın erme durumundaki coşku insanın, dünyanın ve kendisinin dışında olmasına dayanır.
Persler, Asurlar, İbraniler “bilgi peşinde” koşmamışlardır, çünkü gerçeğin Tanrı olduğuna inanmışlardır.
Kimse, kendi gölgesinin dışına sıçrayamaz, sahip olduğu inançların dışında bir inanca da sahip olamaz.
Yaşam” demek “burada ve şimdi” demektir; çünkü yaşam burada ve şimdi yapmamız gerekenlerdir.
Önemli olan görünen şey değildir, insanla ilintili bir şeyin iyice görülmesidir, hem ne olursa olsun.
Gerçeğin tersine, düşündüklerimiz ve duyduklarımız birbirinden kopuk, çelişik ve çok biçimlidir.
Seveni kurtarabilecek tek şey dıştan gelecek şiddetli bir şok, ona zorla dayatılacak bir tedavidir.