Evet çirkindi, genç de değildi. Ve çirkinliğinden dolayı duyduğu hüznü artık tamamıyla unutmuştu.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Nahid Sırrı Örik
Fakat her halde genç kadın Celal Ferit'i sevmiyorsa bile kendisine karşı onun gittikçe artan ve büyüyen bu aşkını seviyordu. Ve günün birinde, hiç değilse bu aşkı muhafaza edebilmek için kendisini erkeğe vereceği, yahut erkeğin pek ustaca bir hareketi ile mağlup düşerek metresi olacağı artık muhakkak gibi görünüyordu.
Mükerrem kendisini en perişan bir kıyafetle yahut en mutena tuvaleti ile karşılamış olsa yine aynı sakin ve lakayt edayı muhafaza ediyor, değişikliği fark bile etmiyordu. Lakin ne gariptir ki masa örtüsündeki bir lekeyi, bardakların birindeki çatlağı derhal görüyor, yemeğin üç dakika gecikmesi de dikkatinden kabil değil kaçmıyordu.
Fakat şimdi Nuriye bu kadar güzel bir gencin anası olduğu için kadınlara ve erkeklere karşı karşı ayrı ayrı gurur duyuyordu. Bu gurur kadınlara: "İşte bu bayıldığınız çocuğun anası benim. Sizi hayran eden bu çocuğun hiç birinizi beni sevdiği gibi sevmesi ihtimali yoktur. Siz onun bir kaç günlük oyuncağından ibaretsiniz."
Zonguldak küçük, eğlencesiz, sıkıcı bir yerdi. Fakat Nuriye'nin ve hatta belki Nüzhet'in ismini bir kere olsun duymamış oldukları Jül Sezar, ikisinin de şüphesiz ki duymamış oldukları veçhile "Roma'da ikinci olmaktansa bir köyde birinci olmanın" tercihe layık bulunduğunu söylememiş miydi? Aynı düşünce, ana ile oğlun hareketlerine daima hükmediyor, İstanbul'a tamamen yerleşmek üzere gitseler bile kendilerini işte yine Zonguldak'a çekip getiriyordu. Çünkü İstanbul'da, bir balo gecesi, bu tesiri yapamaz, bu alakayı uyandıramazdı.