Enver Yücel

Ne öğretmemiz ve nasıl öğretmemiz gerektiğini eğitimciler söylüyor. Bir yerde hata mı yapıyoruz. Yoksa öğrettiklerimiz mi yanlış, yoksa eğitim bilimciler politikacıların esareti altında mı? Soruyorum. 21.yy’da halen nefret tohumları neden atılıyor? Halen savaşlar neden var? Halen medeniyetlerin çatışmasından bahsediyoruz. Doğayı halen neden bu kadar kirletiyoruz? Acaba ürettiğimiz güzellikler arasına farkında olmadan birileri zehir tohumları mı ekiyor.

Ben bir eğitim girişimcisi sayılırım. Anaokulundan doktora programlarına kadar eğitimin her kademesinde faaliyet gösteriyorum. Eğitimin sürekli değişim yaşadığını ve sürekli geliştiğini biliyoruz. Gelişmeli ve değişmelidir de. Bugün bu sıralarda daha mükemmel eğitim arayışları ve var olan eğitimi anlamak için beni dinliyorsunuz. İşiniz daha iyi bir eğitim nasıl olur, nasıl olmalıdır? 30 yılı aşkın eğitim girişimciliği yapıyorum. Soruyorum, Öğrenmenin mecburiyeti olmalı mıdır? Mecburiyet daha iyi mi öğretiyor? Öğrenme yerleri standart okullar mı olmalıdır? Herkese standart bilgileri neden yüklüyoruz? İnsanlar farklıdır diyoruz ama herkese aynı yollarla öğretmekten vazgeçemiyoruz.

Eğitim girişimcisi olmak vizyoner olmak demektir. Eğitim girişimcileri başarı odaklıdır, bir işim yapılıp yapılamayacağını değil, o işin nasıl yapılacağı üzerine fikir üreten ve bu fikirleri uygulamaya geçiren bireylerdir. Son yirmi yılda girişimcilik küresel düzeyde en önemli ekonomik güçlerden biri haline gelmiştir. Yine bu son yirmi yılda 34 milyondan fazla yeni iş alanı gelişmiştir. Yirmi birinci yüzyılın genç jenerasyonu, girişimciliğe yatkın olarak yetişmektedir. Endüstri devriminden sonra ekonomi üzerinde en önemli etkiyi girişimcilik devriminin yarattığı söylenebilir. Yirmi birinci yüzyılın öğrencisi yeni dünya düzeninin getirdiği becerileri kazanıp, eğitim girişimcileri olarak ekonomiye değer katmalıdır. Bütün dünyada ekonomik kalkınmanın lokomotifi eğitimdir.

Eğitim, bir barış ve huzur köprüsüdür. Köprüler; daima insanları insanlara, ülkeleri ülkelere yaklaştıran; uzakları yakın eden yapılar olmuştur. Duvarlar ise insanları ayırmış, bölmüş ve onları birbirine düşman değilse bile yabancı kılmıştır. Şimdi daha çok köprü yapmalı ve duvar örmeyi artık unutmalıyız. Günümüzde, teknoloji sayesinde, ayrımları ve ayrılıkları ortadan kaldırmayı sağlayan nice köprüye sahibiz. İnsanı insana, düşünceyi düşünceye, inancı inanca ve insanlığı barışa ulaştıracak çok zengin argümanlara sahibiz. Yani kullanabileceğimiz pek çok köprümüz var. Fakat, bu köprülerin, geçmişe göre, bizi birbirimize daha fazla yaklaştırdığını söyleyebilir miyiz? Birbirimize daha çok hoşgörü ile baktığımızı, birbirimize karşı daha toleranslı olduğumuzu söyleyebilir miyiz? İste bunun üzerine düşünmeliyiz

Liste
Yükleniyor…