Emin Çölaşan

Uğur beni ne kadar işletmişse ben de onu o kadar işletmişimdir. Yalnız, Uğur’un bir yöntemi vardı; o da başkalarına açtırırdı telefonu. Dolayısıyla numarasına biz de doğal olarak düşerdik. Ama gerçekten çok işletmiştir. Uğur ayda bir kez demiş ama belki daha da fazladır beni işlettiği. Ama o kendi adamlarına arattırıp beni işlettiği için maça 2-0 önde başlardı. İstediği zaman beni hala işletebilir. Beni işletmesi işe bağlı değil.

Nice anlı şanlı köşe yazarları tanıdım ki, sofralarda, arkadaş ve eş dost sohbetlerinde ahkâm keserler, konuşurlar, bol kepçe eleştirirler. Konuşurken mangalda kül bırakmazlar. Bazen 'bunları yazsana!' derim. Fakat yazamazlar. Konuşmak kolaydır, yazmak zor! Korkarlar, işlerine gelmez! Masa başında 'aslan' kesilenler, yazı yazmaya gelince 'evcil kedi' olurlar! Aslanlık orada biter!

Demek ki biz uzayda, başka bir gezegende yaşıyormuşuz. Türkiye’nin ve toplumun hiçbir şeyini bilmiyormuşuz! Demek ki insanlar durumdan, gidişten memnunmuş. Seçim günü uzay gemisinden paraşütle, hiç bilmediğimiz bir ülkeye indik. Burasının Türkiye olduğunu öğrendik. Ülkenin gerçeklerini, nasıl böyle yanıldığımızı da yakında inşallah öğrenmeye başlayacağız!

Liste
Yükleniyor…