Suç, tıpkı insan DNA'sı gibi birçok bilgiyi içinde barındırmaktadır. İşlenen bir suçu inceleyerek çağı, toplumu ve insanı anlatabilirsiniz. Anlatının derinlik kazanması ise baska bilgilerin yanı sıra saglam bir felsefe bilgisini de gerekli kılmaktadır. Bu bilgi eksik oldugunda yapıtta sorunlar çıkması adeta kaçınılmaz hale gelir
- Henüz kategori yok.
-
9 Kasım Günlük Burç Yorumları: Gezegenlerin Etkisiyle …09.11.2025
-
TOKİ Yüzyılın Konut Projesi Başvuruları Başladı: E-Dev…09.11.2025
-
İrem Derici ve Melih Kunukçu Aşkında Son Perde: Ayrılı…09.11.2025
-
Aynadaki Yabancı 6. Bölüm: Gerçekler Açığa Çıkıyor, Te…09.11.2025
-
Portekiz Ligi: Santa Clara, Sporting Karşısında Erken …09.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Haftanın Eleme Heyecanı: 7 Kasım…09.11.2025
-
8 Kasım 2025 Çılgın Sayısal Loto Sonuçları Belli Oldu:…09.11.2025
-
Ben Leman'da Gerilim Dorukta: Kaybolan Çocuklar İçin U…09.11.2025
-
Parma - Milan Maçı Ne Zaman, Hangi Kanalda? İşte Serie…09.11.2025
-
Hertha Berlin'in Genç Yıldızı Kennet Eichhorn Avrupa D…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Ahmet Ümit
Bir yazarın ulaşmaya çalıştığı şey başarı olmamalıdır. Mutluluk olmalıdır. Başarı dediğimiz şey aslında mutluluğumuzu oluşturan dallardan biridir. Ama bazen başarı için mutluluğumuzdan vazgeçtiğimiz olur.
Tıpkı ırk , cinsiyet gibi, din de insanları ayrıştıran bir olgu olduğundan ortak payda olarak kabul edilmemeliydi. Hepimizin bir tek ortak özelliği vardı : insan olmak. Farklı inançlara , farklı etnik kökenlere , farklı cinsiyetlere , farklı dünya görüşlerine sahip olsak da hepimiz insandık.
Ben hala solcuyum... Eleştiriye kapalı biri değilim... Bu ülke de tabular var. Devlet tabudur, din tabudur, aile tabudur..Bunlara bir de aşkı eklediler... Tasavvufu buldum, aydınlandım diye bir şey yok..
Paran varsa her şeyi satın alabilirsin, elbette en başta da insanları. Doktorları, hakimleri, savcıları, polisleri, yanlış anlamayın herkesi. Bu ülkenin sorunu ahlaksızlık, şeref yoksunluğu, onur kaybı...
Kadınlar, ama sahiden seven kadınlar, erkeğin güçlü olmasıyla ilgilenmezler. Seni severler, çünkü yüreklerinde bir yere dokunmuşsunur. Bunu farkına varmadan yapmışsan daha çok severler.
İnancın ne kadar yıkıcı bir silah olabileceğini bir kez daha görüyorum. Bu genç beyinler, bu tutkulu kişilikler doğru bir yöne kanalize edilebilseydi ülkeye ne kadar yararlı olurlardı.
Kalbin attığı sürece vücut iyileşebilir. Oysa özün bir kez darbe aldı mı, o yara dikiş tutmuyor. Sonuna kadar kendi kendine kanamayı sürdürüyor.
Uçuruma giden bir trenin içindeyiz. Treni kullananlar, bu güzergahı değiştirmek yerine uçuruma gidiyoruz diyenleri susturmakla meşguller…
Bize gereken gerçektir, hayalden, büyüden, rüyadan arınmış gerçek. İçinize işleyen bakışlara kanmayın, hiçbir bakış masum değildir.
Zaman insanla oynamayı seven, hem zalim hem de merhametli bir tanrıdır. Ona karşı çıkamazsın, yapman gereken beklemek.
Adalet, vicdanımız ile yasa arasında bir yerde duruyor. bu nedenle yasa adaleti sağlamada tek başına yeterli olamaz.
İnsan her şeye alışır diyorlar ya, öyle değil aslında. Başka çaren olmadığı için katlanıyorsun ama alışamıyorsun.
Bir memlekette namuslu insanlar en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça o memleket için kurtuluş yoktur.
Kendine haksızlık etme, insanlar o kadar korkunç ki senin merakın onların vahşeti yanında çok masum kalır.
Aşk, ulaşamayacağın birini abartarak, onun kafandaki ideal kişi olduğunu sanarak tutkuyla bağlanmaktır.
Lafa geldi mi herkes şikayetçi. Fakat bir şeyler yapalım dediğinizde, önce kendi çıkarlarına bakıyorlar.