Yirmi yıldır kendiliğinden oluşumu arıyorum ama bulamadım. Hayır, imkansız olduğunu düşünmüyorum. Ama neden kendiliğinden oluşumun yaşamın kökeni olmasını isteyesiniz ki? Yaşamın önüne maddeyi koyarsınız ve maddenin sonsuzdan beri var olmasını sağlarsınız. Bilimin durmak bilmeyen ilerleyişinin bundan bir yüzyıl, bin yıl, on bin yıl sonra yaşayacak olan bilim insanlarını maddenin değil yaşamın ezelden beri var olduğunu onaylamaya zorlamayacağını kim söyleyebilir? Maddeden yaşama geçiyorsunuz çünkü gelecekteki doğa bilimcilerinin zekasıyla kıyaslandığında çok sınırlı olan şu anki zekanız size olayları başka türlü anlayamayacağınızı söylüyor. On bin yıl sonra yaşamdan maddeye geçmemenin imkansız olduğuna inanmayacağımızı kim garanti edebilir? Eğer bilimsel zihinler arasında yer almak istiyorsanız, a priori fikirlerden ve akıl yürütmelerden kurtulmalı ve yerleşik olgulardan gerekli çıkarımlara bağlı kalmalı ve saf hipotezlerin çıkarımlarına gereğinden fazla güvenmemelisiniz.

Benzer Sözler

Seküler hümanizm, bir dinin temel niteliklerine sahip değildir: bir tanrıya inanç, bir tür ölümden sonraki yaşam isteği, kutsal dogma veya metinler veya mutlakiyetçi bir ahlaki inanç. Bunun yerine, felsefi ve etik bir bakış açısını ifade eder ve doğaya ilişkin doğal görüşünü formülasyonunda bilimsel yöntemi kullanır.

Bilim diyor ki: “Ben elimdeki verilerden, bütün, daha önce teklif edilmiş dini inançları bir tarafa bırakarak, bir şey çıkartmaya çalışıyorum. Bu benim çıkarttığım şey dinle uyuşmalı mıdır, değil midir? Bu şimdilik beni alakadar etmiyor.” diyor. “Benim yapmak istediğim...” diyor, “Anlamak!” “Ne oldu acaba? Ben bunu anlamaya çalışıyorum ve sadece eldeki verilerden hareket ediyorum. Eldeki verilerden, gözlem yapabildiğim yerlerden, mantıki çıkarım yapabildiğim yerlerden hareket etmek mecburiyetindeyim.” Eğer diyor, “Ben bunun içerisine herhangi bir gözleme dayanmayan ifadeyi katarsam bilim, bilim olmaktan çıkar. Dolayısıyla ben bunu katamam.” diyor. “Sadece ben ürettiğim varsayımları gözlemle desteklemek veya reddetmek durumundayım. Gözlemleri bunun için yaparım.” Hipotezlerin görevi de, ki Darwin teorisi diye hepiniz biliyorsunuz, bir hipotezdir. Değil mi? Şimdi, biz bunu 150 senedir test ediyoruz. Darwin'in hipotezi uygulandığı her testten başarılı çıktı. Henüz yanlışlayamadık. Ama unutmayın, Newton'ın teorisi 300 yıl yanlışlanamadı ve Immanuel Kant, büyük filozof Immanuel Kant, dedi ki: “Bu doğru.” Bu doğru dedi. Ve onun üzerine dayanarak bir felsefe yarattı. Einstein bir çıktı, “Doğru değil anam.” dedi. Daha iyisi. Ve birdenbire zavallı Kant'ın o muhteşem eseri, ‘Kritik der reinen Vernunft’, hiç oldu. Bilimin güzelliği burada!

Hegel'de maddenin saflaşması ancak kavrama dönüşmesiyle mümkündür. İnsan aklının algılama, anlama ve kavramlaştırma süreci, aslında somutun çözümlemesi demektir. Kavram, bu çözümleme sürecinin en üst aşamasıdır. Kavram, tutulabilecek mükemmeliktir. Sonsuz, hızlıdır. Kavram, sonsuz bir hızla inebilmektedir.

Liste
Yükleniyor…