Yahudi halkının alçak soykırımcı düşmanlar karşısında pasif kaldığı günler artık geride kaldı! Artık ulusların arasına dağılmış, kendimizi savunamayacak kadar güçsüz değiliz. Kadim evimizde egemenliğimizi yeniden tesis ettik. Ve evimizi savunan askerlerin sınırsız cesareti var. 100 nesildir ilk kez biz Yahudi halkı olarak kendimizi savunabiliyoruz. Bu nedenle İsrail'in bir başbakanı olarak size bir şeyin daha sözünü verebilirim; İsrail tek başına kalsa bile İsrail ayakta kalacaktır! Ama İsrail'in yalnız olmadığını biliyorum. Amerika'nın İsrail'in yanında olduğunu biliyorum. İsrail'in de sizin yanında olduğunuzu bilin. İsrail'in yanındasınız; çünkü İsrail'in hikayesinin sadece Yahudi halkının değil, aynı zamanda tarihin dehşetine yenik düşmeyi tekrar tekrar reddeden insan ruhunun hikayesi olduğunu biliyorsunuz. Musa; halkımızı kölelikten, Vadedilmiş Toprakların kapılarına götürdü. Ve İsrail halkı, İsrail topraklarına girmeden önce Musa bize binlerce yıldır kararlılığımızı güçlendiren bir mesaj verdi.

Benzer Sözler

Yahudi Soykırımı ve Ermeni Soykırım İddiaları arasında benzerlik bulma çabalarını tasvip etmiyoruz. Yahudi Soykırımına benzer bir şey olmadı. Ermenilerin yaşadıkları bir trajediydi ama soykırım değildi [...] İsrail Ermeni konusunda tarihi ya da felsefi bir pozisyon almamalıdır. Eğer bir pozisyon almamız gerekiyorsa tarihi gerçekleri bozmamak üzere dikkat etmeliyiz.

Biz stratejik olarak düşüncelerimizi hiçbir zaman saklamayız. Hangi şartlar altında olursak olalım bunu açıkça söyleriz. Düşüncelerimizi mezara kadar götürürüz. Nasıl burada namluların ve dipçiklerin gölgesi altında konuşuyorsak düşüncelerimizi her zaman açıkça ifade ederiz. Bizim Anayasa'yı ilgaya teşebbüs gibi bir kastımız bulunsaydı bunu da burada açıkça söylemekten çekinmezdik. Bizim böyle bir amacımız yoktur.

Bacon insanın “doğa üzerinde sahip olduğu hakları” kullanmasından söz ediyordu. Aristoteles “doğanın tüm hayvanları insan için yarattığını” söylüyordu. Immanuel Kant’a göre “insan olmasaydı, yaratılmış her şey yaban kalır, bir hiç olur”du. Çok uzak olmayan bir geçmişte doğayı “fethetmek”ten ve uzaya “hâkim olmak”tan söz ediliyordu; sanki doğa ve kozmos, haklarından gelinmesi gereken düşmanlarmış gibi. Din adamları topluluğu da bu konuda önemli bir rol oynadı. Batı dünyasının dinlerine göre, insanlar nasıl Tanrıya boyun eğmek zorundaysa, doğadaki başka her varlık da insana boyun eğmek zorundaydı. (...) Descartes ve Bacon dinden çok etkilenmişlerdi. “Doğaya karşı biz” düşüncesi dinsel geleneklerimizden bize miras kalmıştır. Tekvin’de Tanrı insanlara “her canlı varlık üzerinde egemenlik” tanımış ve “her canavar”ın bizden “korkması” ve karşımızda “huşu duyması” buyrulmuştur. İnsanoğlu doğaya “boyun eğdirmeye” teşvik edilir ve “boyun eğdirme” ifadesi askeri anlamlar ima eden İbranice bir sözcükten çevrilmiştir.

Yüzyılın ilk yarısında bir Yahudi devleti olsaydı Holokost olmazdı. Ve eğer Holokost'tan sonra bir Yahudi devleti kurulmasaydı, Yahudilerin geleceği de olmayacaktı. İsrail Devleti yalnızca bin yıllık Yahudilerin kurtuluş umutları değildir; aynı zamanda Yahudilerin hayatta kalmasını sağlayacak tek araçtır.

İsrail her zaman kendini savunma hakkını saklı tutar! Yahudiye (Ramallah) ve Samiriye'de Yahudi halkı yabancı, işgalci değildir. Biz Hindistan'daki İngilizler gibi değiliz. Biz Kongo'daki Belçikalılar gibi değiliz. Burası atalarımızın ülkesi, İbrahim'in tek Tanrı fikrini getirdiği, Davut'un Golyat'la yüzleşmek için yola çıktığı ve İşaya'nın sonsuz barış vizyonunu gördüğü İsrail Ülkesi. Tarihin hiçbir çarpıtması, bunu inkar edemez.

Liste
Yükleniyor…