Üniversite özerkliği, zorbaların kanundan kurtularak üniversitelerde baskı yapmaları yetkisi değildir. Silah taşıyorlar ve onunla veya silahsız kanun dinlemiyorlar, hoca dinlemiyorlar. Çalışmak isteyen öğrenciyi zorla alıkoyuyorlarsa öğrenci adına layık olmayan bu kimseler ister sol irticaın aleti olsunlar, ister sağ irticaın; devlet kuvvetleriyle derhal tesirsiz ve yersiz bırakılmak lazımdır. Yurtlar için de durum budur.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Ana-Babaların zekâ ve bilgi düzeyi ne kadar düşük, kültür ufku ne kadar dar, duyarlılıkları ne derece yüzeyselse, çocuklarına hükmetme, yani onları kendilerine benzetme arzuları da o derece güçlü olur. Birçok şey gibi özgürlük de aileden başlar.
Ne denli acı olursa olsun gerçek şudur: Üniversite düzenimiz, emperyalizmin sultasında yaşayan Türkiye'de, komprador kapitalizmin sultasına bağlanmıştır...
Çocuklarımızın Türkçe değil de Yunanca konuşmasını, Türk gibi değil de Yunan gibi düşünmesini istiyorlar.
Sağlam eğitimin sırrı, onu basmakalıp bir sisteme yönlendirerek ona talimat vermek yerine her öğrencinin kendi kendine öğrenmesini sağlamaktır.
Adet ve kanunlar iyilik ile kabul edilmelidir. İyilik ve fayda bundadır. Baskı ve kölelik yolu ile kabul ettirilmesi ile doğacak zarar sayılamaz.
Bir kadın üniversite eğitimine başladığında sadece kafasıyla zekasıyla değil tüm istemiyle, tüm insanlığıyla kendini veriyor.Sadece bilgi edinmekle kalmıyor, yaşamdaki zihinsel devinimde de küçük bir pay sahibi oluyor.
Bende üniversiteye gitmiştim, bütün profesörlerin aklı, adaleti, hakikati, iyiliği, güzelliği, vb vazettiklerini biliyorum. Hepsi! Bir tanesi bile kötülüğü ve alçaklığı öğretmez. Peki neden bütün öğrencileriniz böylesine sahtekar ve dolandırıcı? Onlara öğretmiyor musunuz, yoksa defterlerine mi geçirmiyorlar söylediklerinizi?
Gönül arzu eder ki bütün gençler liseyi okusun hatta bütün gençler üniversiteyi okusun. Bu, dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. Liseyi bitiren herkes üniversiteyi okuyamaz.
Üniversiteye gelmişler, kendilerini istikbale hazırlamak ve bir iş sahibi olmak istiyorlar. Yoksa Marksist-Leninist veya şeriat düzeni kurmak için gelmediler. İşte şimdi rahat okuma ortamına kavuştular. Beni de o ortamı yaratan kişi olarak görüyorlar, onun için alkışlıyorlar.
Dayatmacı ve baskıcı anlayışla istendik yönde bireyler yetiştirmenin adı eğitim değildir.
Bir yandan akıllı, alim yetiştirmek için mektepler açar. Öte yandan filizlerini budamak için çareler ararlar.
Eğer bir insan üniversiteden çıktıktan sonra, öğreneceği daha çok şey olduğunu öğrenebilmişse, yaptığı yüksek öğrenimin yararı olmuştur...
Üniversiteler, kaçınılmaz olarak, artıları ve eksileriyle, inişleri ve çıkışlarıyla toplumun bir aynasıdır.
12 Eylül darbesini yapan askerler üniversiteyi bütünüyle susturmak için, yeni bir yasa çıkarmışlardı. Bu yasaya YÖK deniyordu.
Bir ülkenin beyni akademik sistemdir. O beynin özgür düşünmeye ihtiyacı var. Bunun için de özgürlük ve özerkliğe... Akademik kurumlar kendi kararlarını alabilsin, çatılarını kurabilsinler.
Elbette, her sosyal dönemde, baskın saçmalıklara saygı göstermek için gençlik yapılmalı.