Tiyatroda kendi kimliğimizi kaybettik.
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bu benim rapim, bu benim şiirim, bu benim derinim, bu benim bendim, bu benim eserim, bu benim ta kendim... Ta kendim… Ta kendim… Ta kendim...
Bak bana dikkatle. Sence ben militan mıyım? Sakallarımı yolsam, ahbaplarından mıyım? Geyik muhabbetine katılsam, söyle dostlarından mıyım? Neredeyim, sen neredesin? Sen ne boş bir kellesin! Sana dünyâlıklar ellesin, salıncaklarını tayfunlar yellesin!
Çamlıca’da sur içindeki camiler gibi büyük bir cami düşünüyorsak, bence yanlış. Orada yine 16. yy’daki camilere benzer bir cami yapacaksak yine yanlış... Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nde kendi mimarisini oluşturabilecek yeteri kadar insan var. Bunlar teşvik edilmeli. Biz hala kendi mimarimizi geliştiremeyip, yüzyıllar öncesine gidiyorsak, ya kabiliyetimizde ya anlayışımızda bir eksiklik var demektir. Tüm dünyanın ilgisini çekebilecek yapılar yapmak gerekir. Bugün Sinan kopyası bir cami yapmak bir marifet değil, zaten onun içindeki o uhrevi havayı yaratamayız. O ruhu veremeyiz.
Cumhuriyetperver olmak bir erdem değil, bence bir tembelliktir çünkü "biz" kavramının içini kelepçeyle sıkmış, sıkmış son kertesine kadar.
Kendin olmak için bir kimliğe ihtiyacın yok; başkası olmak için bir kimliğe ihtiyacın var.
Cahil olmasaydınız, dünyada birçoklarının kendilerine göre güzellikleri olduğunu bilirdiniz. Adınız bile size ait değil!
Sahip olamadıklarının peşine kaç kez takıldı düşüncen? Tahminimce aklın bilinmez kişiler tarafından kirâlık.
Kavuk, bir usta-çırak ilişkisi. Bir liyakat ilişkisidir. Bugün Türkiye'de liyakat olayı tamamen unutuldu.
Düşüncelere sahip olmaktan korkmayan, başkalarını da düşüncelere sahip olmaya zorlayan biri. Bir düşünce teröristi. Zaten bu yüzden Amerika'daki muhafazakar sağ kanadın ve fanatik dincilerin boy hedefiyim. Çünkü düşünce onları korkutuyor. Bireye tahammülleri yok. Düşünen bir bireyden ürkütücü gerçekleri, ne kadar ikiyüzlü olduklarını duymak istemiyorlar.
Benim, bugün hâlâ kafa düzlettiren Siyah erkeklerle ve Beyazlara benzeyebilmek için renk renk peruklar takan Siyah kadınlarla ilgili, kendi tecrübelerime dayanarak söyleyeceğim bir şey var: Bu insanlar saçlarına gösterdikleri itinanın yarısını kafalarının içindeki beyinlerine gösterselerdi, durumları şimdikinden bin defa daha iyi olurdu.
Ben İtalyan kökenli Amerikalıyım. Ve bununla gurur duyuyorum. Amerikalı olmaktan gurur duyuyorum. Çünkü orası büyüdüğüm ve bana bugün olduğum şeyi başarma fırsatı veren ülke. Konuşma özgürlüğüne ve sanatsal dışa vuruma inanan ülke. Benim gösterim geleneksel bir rock gösterisi değildir fakat müziğimin tiyatral bir sunumudur. Ve tiyatro gibi sorular sorar, düşünceleri harekete geçirir ve sizi duygusal bir yolculuğa çıkarır. İyiyi ve kötüyü, karanlığı ve aydınlığı, neşeyi ve kederi, günahlardan kurtarmayı ve kurtulmayı tasvir eder. Ben bir yaşam biçimini dayatmıyor, onu tasvir ediyorum. Ve bunun kararını ve yargısını izleyiciye bırakıyorum. Benim konuşma özgürlüğünden, ifade özgürlüğünden ve düşünce özgürlüğünden anladığım şey budur. Her gece sahneye çıkmadan önce yalnızca iyi bir gösteri ortaya koymak için değil aynı zamanda izleyicinin bunun bir aşk, hayat ve insanlık kutlaması olduğunu kavrayabilmesi için gösterimi açık yürekle ve anlayışla izlemesi için dua ederim.
İnsanların yüzde on beşinden daha azı herhangi bir konuda özgün bir düşünceye sahip. Çoğu insan için dünyanın en büyük işkencesi düşünmektir.
1959′da ilk hikâyelerim Hallaç’ta Sait Faik ve Beckett etkisinde kalacağım korkusuyla epeyi bocalamışımdır. Birilerine benzemeyi, onları taklit etmeyi, kendi benliğimi bulmadan başkalarının açtığı yoldan arz-ı endam etmeyi bir çeşit hak yemek saydığımdan onların adını anmadan çıkaramazdım kitabımı.
Doğumundan 5 dakika sonra adına, milliyetine ve dinine karar verdiler. Hayatını seçmediğin şeyleri savunarak geçiresin diye.