Teröristlerle serbest kalacağıma çürürüm! (Hem teröristlerin hem de Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda yargılananların serbest kalacağına ilişkin iddialar için)
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Savcılar eski Genelkurmay başkanlarına yüzlerce generale terörist başı diyor, kimsenin zoruna gitmiyor. Ben onbaşı deyince mi zorlarına gidiyor?
Çetelerin kökünün kazınması lazım. Ben hayatımda böyle bir faaliyete katılmadım. Ergenekon kapsamında bu zamana kadar gözaltına alınanların çok büyük bir bölümünü tanımıyorum. Veli Küçük’ü tanımam, İbrahim Şahin’i tanımam. Gözaltına alınan emekli generallerden bazılarını, YÖK Başkanı iken görevim gereği tanımıştım.
Bombalar imha edilmiş, Ortada yığınla sanık, tez, kitap var. Elde subay var ama emekli. Ortada tank yok, top yok, silah yok. Dava ciddi şekilde yıpranmıştır.
Darbe sadece tankla, topla, silahla yapılmaz. Darbe böyle de yapılır ve yapılıyor. Türkiye bu darbeyi de yaşıyor. Ergenekon bir darbedir. AKP darbesidir. Daha da acısı, savcılık darbesidir.
Ergenekon davası, sanıklarına en beklenmedik adreslerden gelen desteğe rağmen, doğru-dürüst yürütülürse, çok kişi çok şeyin, “derin devlet”in öyle pek de derinlerde olmadığının farkına varacak.
2002’de başlayan vesayeti ortadan kaldırma süreci şimdi tersine dönmektedir, kendisine “kumpas” kurulduğu öne sürülen o bildik bürokratik merkez, büyük bir ustalıkla dinî grupların, cemaatlerin tümüne karşı kumpas kurmaktadır. Önce Hizmet, arkasından AK Parti ve diğer cemaatler! Bundan en ufak şüpheniz olmasın...Sisler yavaş yavaş dağılmaktadır. Söz konusu sürecin anahtar terimi “kumpas” sözcüğüdür. Başbakan’ın siyasî başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın telaffuz ettiği “Milli orduya karşı kumpas” cümlesi, asıl görünen kütlenin altında bir yanardağın bulunduğunu ve ilk lavlarını püskürttüğünü göstermiş oldu, hemen arkasından Ergenekon ve Balyoz davalarının yeniden görülmesi; tutuklu ve hükümlülerin serbest bırakılması ve belki yaklaşık 40 bin davanın yeniden ele alınması konusu gündeme geldi.
Türkiye'nin tamamen ABD'nin rotasına girdiğini gösteren gelişmeler var. Bunlardan biri, Ergenekon ve Balyoz davaları. Burada tutuklanan ve sindirilen askerler, siyasetçiler ve aydınların hemen hepsi, ABD'ye mesafeli olan ve Türkiye'nin Rusya ve diğer Avrasya ülkeleriyle yakınlaşmasını savunan kişiler. Türkiye'deki Ergenekon ve Balyoz davaları aracılığıyla yürütülen süreç, Moskova'da, ABD tarafından planlanan ve Rusya'yı da hedef alan bir süreç olarak görülüyor ve Kremlin'de tedirginlik yaratıyor.
Bak bana dikkatle. Sence ben militan mıyım? Sakallarımı yolsam, ahbaplarından mıyım? Geyik muhabbetine katılsam, söyle dostlarından mıyım? Neredeyim, sen neredesin? Sen ne boş bir kellesin! Sana dünyâlıklar ellesin, salıncaklarını tayfunlar yellesin!
Manzarayı bilir misin hiç görmediğin yerlerdeki? Bilmeden konuşmak aptallık değil de ne ki peki?
Dünyada hareketlerini yargılayamayacağımız hiç kimse yoktur! Sizin söylediğiniz sadece bahane.
Özgür insan, yaratıcı insan, realiteye çevresini ve zamanını yöneten moralin gözlükleriyle bakarak fikir yürütmez; insanlar karşısında yargıç rolü oynamaz.
2001’de ABD’de George W. Bush Başkan oldu. Onun dönemi, ılımlı İslam projesine inanan Yeni Muhafazakârların (Neo-Con) dönemi olarak ortaya çıkacaktı. Ayrıca Irak’a askeri müdahale planları üzerinde çalışmalara başlanmıştı. 15 Kasım 2002’de Ankara’daki ABD Büyükelçisi, Washington’a şöyle bir telgraf göndermişti: ‘Türkiye’de ordu, bürokrasi ve yargıdan bir derin devlet vardır. Derin devletin merkezinde de ordu bulunmaktadır. Derin devlet, ABD’nin de desteklediği reformların önündeki en büyük engeldir.’ Bush yönetimi; Türk ordusunu, derin devlet olarak görmekteydi. Bu derin devlet; Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesine, ılımlı İslam konseptinin uygulanmasına, Türkiye’deki terör sorununun ‘siyasi çözüm’ ile çözülmesine engeldi. 1 Mart 2003’te tezkerenin geçmemesinin sorumluluğu da TSK’ya yıkılınca, bu yönetimin TSK’ya karşı yapılanlara sıcak baktığı, devlete ait bazı kurumların ve kurumlardaki bazı kişilerin bu oyunda rol aldıkları veya destek verdikleri ifade edilebilir. (Ergenekon davasının temyiz duruşmasında söyledikleri.)
Sevgili Uğur Mumcu yaşasaydı, Ergenekon tertibinin barsaklarını ortaya dökenlerin başında gelirdi...
Bir gün önceki “ben”i yargılamak isterim. Aynaya bakan gözümden, gözümün gördüğünü tanımlayan beynimden, gözümün gördüğünü yorumlayan yüreğime doğru inerim.