İnsanlar yiyecek yemekleri ve yatacak yerleri olduğunda düşünmeyi reddederler.

Düşünmek denilen hakiki çalışmadan kaçmak için insanoğlunun bulamayacağı hiçbir bahane yoktur.

Dünya istekli olanlarla dolu; bazıları çalışmaya istekli geri kalanlar da onları kendi hallerine bırakmaya.

Un var, şeker var, yağ var, neden helva yapıp yemiyorsun?

Emek, acı verici görülür. Çalışmamak, çalışmaktan daha tatmin edici bir durum olarak kabul edilir. Tembellik, başka şeyler aynı kalmak şartıyla, tercih edilir. Çalışma ızdırap içerir.

İnsan tembeldir ve boş bırakırsan çalışmaz. Asla öyle değildir. O tembelliğin nedeni eğitim sistemidir.

Düşünmek en zor iştir; pek az kişinin bu işe girişmesinin nedeni herhalde bu olsa gerek.

Erteleme düne ayak uydurma sanatıdır.

Yarın yapabileceğin bir şeyi, Asla bügünden yapma.

Tarih gelişiyor ve sorunlar değişiyor. XIX. yüzyılın başında, ütopya, tembelliğe kaynaklık etti. Cenneti düşünmek 'cennet yolcuları' için oldukları yere çakılıp kalmak demekti. Marx ve Engels, bu yüzden sosyal mücadelede böylesi 'cennet yolcuları' için bir savaşı başlattı. Bugün bilimin bayrağını yüksek tutmak, fakat aynı zamanda bilimsel kaçınılmazlıkları bilim-dışı tembelliklerin kaynağı yapmak isteyenlere karşı savaş açmak gerektiğine inanıyorum.

Türkler umumen tembeldir.

Suçu gelin etseler de kimse güvey girmeyecek.

Elbiselerin kibir kokulu, kalbinin içi fesat dolu... Fikir - zikir aynı ânda bitirir okulu. Fark edilmez sandığın komik iblis oyunu, ezelden beridir ona elini veren kaptırmıştır kolunu!...

Dünyada hareketlerini yargılayamayacağımız hiç kimse yoktur! Sizin söylediğiniz sadece bahane.

Genç öğretmen! Tembellere , işsizlere yuva olan yerlerden kaç.

İnsanlar sizden eleştiri isteyebilirler, ama gerçekte iltifat bekliyorlardır.

İnsan doğasındaki en derin prensip takdir edilme isteğidir.

Cehalet, Sefillik ve Tembelliktir.

Hayvanlar hepsi kendi aleminde öylesine huzur içinde hallerinden sızlanmazlar, kan ter dökmemekteler, karanlıkta gözleri açık uzanmıyorlar ve ağlamıyorlar. Ah siz yüreğinde karanlık bir noktası olmayan ve kafası hiç karışmayan insanlar, çelişkisiz ve gölgesiz hayatlarınızla ne kadar sıkıcı ve ne kadar ‘az’sınız.

Ben çok büyüğüm, içimde çokluğu barındırıyorum.