Tarihçiler, nadiren mutlak gerçeği ortaya koymaya eğilimlidirler. Çoğunlukla ordularının kahramanlıklarına güzelleme yapmak ve olayların kendi hayali kurallarıyla uyuştuğunu göstermek isterler. Tarihi yazmaktansa onu uydururlar.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Tarihçiler, nadiren mutlak gerçeği ortaya koymaya eğilimlidirler. Çoğunlukla ordularının kahramanlıklarına güzelleme yapmak ve olayların kendi hayali kurallarıyla uyuştuğunu göstermek isterler. Tarihi yazmaktansa onu uydururlar.
Tarih bir şey öğretiyorsa, o da tatsız gerçekler karşısında kendini kandırmanın aptallık olduğunu öğretir.
Kendimi bir sosyalist ve bir tarihçi addetmekle birlikte, sosyalist tarihçi değilim ben; yani, sosyalist tarihe inanmıyorum. Tarihin siyasi mücadelede bir silah olarak kullanılmasının ters sonuçlar verdiği kanısındayım. İnsan zamanla kendi propagandasına inanmaya başlıyor, geçmişi aşırı ölçüde dramatikleştiriyor, sonuçta herhangi bir dönemde geçmiş olayların gerçek karmaşıklığını unutuyor. İnsan kendi taraf olduğu geçmişi idealize etmeye başlıyor ve bu da insanları Biz ve Onlar şeklinde bölüyor.
Galileo bir doğal yorumun yerine çok farklı ve o zamana kadar (1630) en azından kısmen doğal olmayan bir yorum koyuyor. Nasıl hareket ediyor? Nasıl Dünya’nın hareket ettiği gibi saçma ve karşı-tümevarımcı iddialar ortaya atabiliyor ve yine de onları dinlemeye hazır ve dikkatli bir dinleyici topluluğu bulabiliyor? Argümanların yetmeyeceği -akılcılık için ilginç ve çok önemli bir kısıtlama- ve aslında Galileo’nun ifadelerinin de sadece görünüşte argümanlar olduğu seziliyor. Çünkü Galileo propaganda kullanıyor. Söylemek zorunda olduğu entelektüel nedenler yanında psikolojik hilelerden de yararlanıyor.
Eğer olur da tarih benim ve hükûmetimin yaptığı hizmetleri değil, benden önceki egoistlerin yaptıkları zorbalıkları överse, bilin ki tarih hâlâ gerçek değil, hiçbir zaman olmadığı gibi...
Tarihçiler toplumun en güçlü ve en tehlikeli üyeleridir. Dikkatlice takip edilmeliler... Her şeyi bozabilirler.
Bilim insanı sizin istediğinizi, beklediğinizi ve hoşunuza gidecek şeyleri söyleyen insan değildir.
Dünyayla birlikte hepimiz canlı canlı lânetlenmiş bir simülasyon hattâ lânetlenmişten bile beter bir duyarsız caydırma evreni içine düştük. Nihilizm ise yıkım yerine açıklaması kolay olmayan bir simülasyon ve caydırma yöntemiyle bir gerçekliğe kavuşmuştur. Tarihsel açıdan bakıldığında aktif, şiddet yüklü bir hayal olan nihilizm, bir mit ve bir oyun sahnesi olma aşamasından bir saydamlık daha doğrusu yalancı bir saydamlık aşamasına geçmiştir. Öyleyse kuramsal açıdan, nihilizmden geriye kalmış bir şeyler var mıdır? Bundan böyle hiçlikle ölümün bir meydan okuma, bir amaç olarak sunulabileceği yeni bir oyun sahnesinden söz edilebilir mi?
Önemli olan neyin doğru olduğu değildir. Önemli olan neyin doğru olarak algılandığıdır.
Hitler'i ilk kez şubat başlarında Berlin Otomobil Sergisi'nin açılışında gördüm ve dinledim. Bir şansölyenin bizzat bir sergiyi açması sıradan bir olay değildi. Üstelik onun söyledikleri de böyle durumlarda bakanların ve şansölyenin alışılmış söylevlerinden farklıydı. Otomobillerden alınmakta olan vergilerin kaldırıldığını ilan ediyor ve yapılacak yeni ulusal yollardan ve kitle halinde yapılacak ucuz bir Halk Arabası olan Volkswagen otomobillerinden söz ediyordu.
Bana öyle geliyor ki, korkusuz bir insanın çıkıp öbür insanlara şu yalın gerçeği öğretmesi kadar devrimci bir davranış olamaz: Sen neysen osun ve hiçbir zaman başka türlü olamayacaksın; senin hayatın budur, hep buydu, hep bu olacaktır. Parası olan çok yaşar; sözünü geçirebilen bir yanlış yapmaz; güçlü olan doğrunun ne olduğuna karar verir. Tarih budur! Ecce historia!
"Geçmişi denetleyen," diyordu Parti sloganı, "geleceği de denetler; şu anı denetleyen geçmişi de denetler."
Tarih popülisttir. Her zaman buz dağının görünen ucu hakkında konuşmaya mahkumdur. İdeolojiler doğrultusunda yazılmamış, dürüst bir tarih bile olsa bundan kaçamaz. Zira tüm gerçekleri, tüm boyutlarıyla kayda geçmek mümkün değildir.