Şehre girerken bütün yol boyunca Manisalıların kadın, erkek, yaşlısı ve genciyle büyük bir kalabalık hâlinde sokakları doldurduğunu gördüm. Manzara göz yaşartıcı idi. Vilayet önündeki büyük alanın her tarafı insanla dolmuştu, hiç boş yer yoktu. Ben bu konuda herhangi bir emir vermemiştim. Siyasi partilerin yaptığı gibi bedava otobüslerle insan da taşıttırılmamıştı.

Benzer Sözler

Konuşmamın bir yerinde enteresan bir olay cereyan etti. Konuşurken yağmur başlamıştı. Bunun üzerine, "Yağmurda ıslanıyorsunuz, sizi daha fazla yağmur altında tutmak istemiyorum." deyince meydandaki o muazzam kalabalığın içerisinden yüzlerce açılmamış siyah şemsiye mantar gibi havaya kalktı ve arkasından "Evren Paşa isteriz!" diye tempolu tezahürat başladı. Bu manzara bizi hem sevindirdi hem de güldürdü.

Sizler için engin şefkat ve sevgiyle dolu kalbimin dayanma gücünü de aşan, bana layık gördüğünüz bu eşsiz sevgi gösterilerini minnet ve şükran duygularımla her zaman içimde yaşatacağım. Bunlar hatıralarımın en güzeli ve en büyüğü olarak hayatımı süsleyecektir.

Cilt ameliyatımdan 15 gün sonra aynaya ilk baktığımda artık o izleri görmek istemiyorum. Çünkü şuna da inandım, onların her birinde birer kötü anım var. O yüzden onlarla birlikte hepsi gidecek. Yeni bir hayat başlayacak benim için. Bu bir arınma gibi, yenilenme gibi. O izlerin gitmesiyle birlikte kötü olan hiçbir şeyi hatırlamayacağım.

Ezberlemediğim şarkılar sağ cebimde dururdu. Ezberlediğim şarkılar, terfi edip sol cebime geçerdi. Anneciğim de pantolonumu ütülediğinde ezberlemediğim şarkıları yine sağ cebime yerleştirir, ezberlediğim şarkıları da sol cebime koyardı. Onun için buradan hareket ederek 'Cebimde Saklı Şarkılar' dedim. Ben hiç düşünmemiştim o kâğıt parçalarının günün birinde banknota dönüşeceğini. Onlar bana para kazandırdı.

Midem ekşiyor, kulaklarım uğulduyor, adını bilmediğim bir rüzgâr yalıyor ensemi. Yüzümdeki ifadeden rahatsız olduğu belli, gözleri bulutlanıyor bir anda, sesi boğuklaşıyor. O ses tonu gerçek, biliyorum. Çünkü ben en çok sesleri hatırlıyorum; o gün de, bugün de!

Geçmişi tarihsel olarak dile getirmek, o geçmişi "gerçekte nasıl olduysa, öyle" bilmek değildir. Buna karşılık, bir tehlike anında parlayıverdiği konumuyla, bir anıyı ele geçirmek demektir.

Liste
Yükleniyor…