Savaş öncesindeki Şuşa dahil toprakların Azerbaycan'a verilmesine yönelik mantık devam etti. Durum 2016'dan beri bu şekildeydi. Ermenistan tarafı bu teklifleri ertelemek zorundaydı. Söz konusu toprakları bırakmayı kabul etseydik savaşı engelleyebilirdik ama savaşmayı tercih ettik.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Araştırmalarım, beni bu iddianın kaynağına götürmüştür. isyan sırasında, Tkp adına, moskova'daki basit bir basın açıklaması kaynaktır. bu iddia önce Moskova ve sonra da Ankara'da benimsenmiştir; Moskova, o sırada değerli müttefiki Türk Devleti'ni destabilize edecek bir hareketin, zamanın emperyalist lideri Londra'ya yarayacağına hükmetmiştir, bu hüküm yanlış değildir. Ancak bu doğru çıkarımdan, istidlal yoluyla, Sait'in casusluğuna geçmek, doğru mantık olmamaktadır.
Bir ihtilalci müzakereye girdiği andan itibaren kaybetmiştir. Kendi iç dünyasında anlaşmazlığa düşmüştür, kendi kafasında kargaşaya düşen bir lider sağlam karar veremez. Onun saat saat şartları değiştirmesinde zayıfladığını hissetmiştim. Zayıfladığını hissettiğim anda bitmişti.
Ben ölmeyi göze almıştım, Talat öldürmeyi göze alamadı. Bir kumandan muharebeyi evvela kafasında kaybeder. Talat kafasında kaybetti. İhtilalci müzakere etmez, müzakereyi kabul ettiği anda kaybetmiş demektir.
Kıbrıs Türkü artık sırf müzakere etmek için masaya oturmayacaktır. Son seçimlerde de bu mesajı açıkça verdiler
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; birçok meseleyi halletmek mümkün oldu da, şu Yüce Mecliste bazı gruba mensup milletvekili arkadaşlarımız, bir türlü, dinlemeyi ve müzakereyi öğrenemediler. Hakikaten çok zor şey; bunu ne zaman öğrenecekler, bir türlü bilemiyorum.
Neden çocuk katili olan insanlarla konuşmalıyız? Kimsenin bize çocuk katilleriyle konuşmamızı söylemeye ahlaki hakkı yok.
Bugün Türkiye, her iki tarafı (Ukrayna ve Rusya) geçmişte (savaşın başlamasının ardından) müzakere için bir araya getiren tek ülke. Ayrıca tahıl anlaşması, esirlerin takası gibi pratik sorunların çözümünü kolaylaştırdı, katkıda bulundu.
Açık deniz yolculuklarında içme suyu kurtlanınca denizciler yanına su yerine alkol almıştı, gemicilerin çoğu o nedenle alkoliktir; bazı şeylerin nedeni sandığımızdan basit olabilir.
AB'ye üyelik için gerçek kriterlerle hiçbir ilgisi olmayan engeller olmazsa, bu süreci daha hızlı tamamlayabileceğimize inanıyoruz. Belki 5 veya 6 yıl sürecek müzakereler sonunda gerçekleşebilir.
1908’deki II. Meşrutiyet bizim 1789’umuzdur. (Fransız Devrimi) Daha sonra da Atatürk devrimi geliyor. Atatürk devrimi felsefi bakımdan bir aydınlanma hareketidir. Kendisiyle birlikte yeni bir kalkınma modeli getirmiştir.
Hendeklerin kapanması için Sayın Öcalan ile müzakere yapılırsa onun tek mesajı yeter. Ancak o derse hendekler kapanır.
Ben insanlık tarihinin en talihsiz müzakerecisiyim. Ordum yok, donanmam yok, maliyem yok… Halkım ise paramparça.
Dünyayı kadınlar yönetiyor olsaydı hiç savaş yaşanmazdı, sadece 28 günde bir şiddetli müzakereler olurdu.
Muhalefet gençlere 'Denktaş bir gece yattı, ertesi sabah kalktı, yarın devlet kuracam dedi. Hem Türkiye'yi, hem de bizi oldu bitti ile karşı karşıya bıraktı' derler. Halbuki 14 Kasım'a gelinceye kadar 1983'ün başından kasım ayına kadar yaptığım beyanatlarda ve Türkiye'den gelen seslerde Rum tarafını devamlı sürekte ikaz ettik. 'Görüşmelerde ciddi ol, bunu bitirebiliriz. Sakın yine masayı bırakıp yok Bağlantısızlara gidecen, yok BM'ye gidip görüşmelerle ilgili olmayan kararlar çıkarıp gelme oyunundan vazgeç. Aksi takdirde bizi yeni bir statüde bulacaksın' dedik. Rumların bağlantısızlardan çıkardıkları karar son damla oldu. Kıbrıs meselesinin bir denge meselesi olduğunu ve federasyonun devletten devlet konuşulması çerçevesinde bizim de devlet olmamızı Türkiye ile zaten ben konuşuyordum. Böyle olursa dünya bizim azınlık olmadığımızı anlayacak ve Rumların bize hükmedemeyeceğini gözler önüne serecektik. Bunda anlaşmıştık. Zamanlama meselesini ise en son New York'ta İlker Türkmen ile konuştuk.
Sonuçta Başbakan'ın açıklamaları ortada, müzakereden bahsediyor. Başbakan barıştan bahsediyor bazen. Zaman zaman bunu dile getiriyor. Olumlu bir tavır çıkabilir diye düşünüyorum. Onlar da şu gerçeğin farkındalar. Türkiye'de bir sorun var. Bu sorun Kürt sorunudur. Kürt sorunu çözülmeden Türkiye'nin demokratikleşme alanında ilerleyemeyeceği ortadadır. Bu konunun çözümü noktasında AKP derin düşünmeli, gerçekleri görmeli ve buna göre de tavır sergilemeli. Cemil Çiçek'in her konuda tavrının olumlu olduğunu düşünüyorum. Muhtemelen bu konuda da olumlu tavır sergileyecektir ama önemli olan AKP Hükümetinin, Başbakan'ın tavrıdır. Ümit ediyorum ki bu konuda olumlu bir şey gelişir.
Yeni çağ tarihinin tanıdığı en büyük imparatorluklardan biri, misli görülmemiş bir bozgundan sonra böylece çöküyordu.
Bugün Aydınlık hareketi çok farklı noktalara savrulmuştur ama ben TİİKP Savunması’na bugün bile yüzde seksen ölçüsünde katılabilirim. TİİKP Savunması’nda, Kürt meselesine oldukça doğru bir yaklaşım söz konusudur. Aynı Savunma’da Ermeni soykırımı açık seçik bir şekilde lanetlenir; keza Dersim’de yapılanlar da öyle ve ordunun, cuntacılığın, keza Kemalizmin esaslı bir eleştirisi de bulunabilir. Keza Aydınlık hareketi, 1974 Kıbrıs çıkartması konusunda, “İşgale nihayet, Kıbrıs’a hürriyet” sloganını atarak sol içinde en düzgün tutumu alan hareket olmuştur. 1975 yılına kadar, devlete ve faşistlere karşı en kararlı mücadeleyi savunan sol örgütlerden biridir. 1975 yılından sonra, Çin’in rotasını izlemek ve kısa yoldan iktidara oynayabilmek için devrimci tutumdan sapmış ve ondan sonra da iflah olmamıştır. Görüldüğü gibi, hiçbir şey tam olarak ak ya da kara değildir.
Konferanstan bir neticeye varacağız. Ama biz memnun ayrılmayacağız. Hiçbir işte bizi memnun etmiyorsunuz. Hiçbir dediğimizi, makul olduğuna, haklı olduğuna bakmaksızın kabul etmiyorsunuz. Hepsini reddediyorsunuz. En nihayet şu kanaate vardık ki, ne reddederseniz hepsini cebimize atıyoruz. Memleketiniz haraptır. İmar etmeyecek misiniz? Bunun için paraya ihtiyacınız olacaktır. Parayı nereden bulacaksınız? Para bugün dünyada bir bende var bir de bu yanımdakinde. (ABD gözlemcisi Richard Washburn Child) Unutmayın, ne reddederseniz hepsi cebimdedir. Nereden para bulacaksınız, Fransızlardan mı? Para kimsede yok. Ancak biz verebiliriz. Memnun olmazsak kimden alacaksınız? Harap bir memleketi nasıl kurtaracaksınız? İhtiyaç sebebiyle yarın para istemek için karşımıza gelip diz çöktüğünüz zaman, bugün reddettiklerinizi cebimizden birer birer çıkartıp size göstereceğiz!