Benzer Sözler

Sana diyorum ki hayat bir hapishane değil, o bir ceza değil. O bir ödül ve o sadece onu hak edenlere, onu kazananlara verilir. Artık keyif almak senin hakkın; şayet zevk almazsan bir günah işlemiş olacaksın. Onu güzelleştirmezsen, onu bulduğun gibi bırakırsan varoluşa karşı gelmiş olacaksın. Hayır, onu biraz daha mutlu, daha bir hoş kokulu halde bırak...

Babasına geldiğimiz zaman, onu kırk defa yazdım, kırk defa da söyledim, babası ona bir ödül aldı, o da babasına bu ödülü veriyor. Milliyet'ten aldığı ödül, Gündüz Bey'in(Pamuk) zoruyla oldu. Bunu kırk defa yazdık. Selim İleri, içerideki jüriyi yazdı. Jürideki hiç kimse Orhan'a(Pamuk) ödül vermedi. Orhan Hançerlioğlu ısrar etti. Abdi İpekçi, jüriye Orhan Hançerlioğlu'nu koymuş, komiserdir, Türk aydınını kırk yıl takip etmiş bir adamdır. Edebiyatla hiçbir ilgisi yok, edebiyatı görse karakola götürür. 'Babalar ve Oğullar'dır. Babası ona bir ödül aldı Milliyet'ten, o da bunu babasına armağan ediyor. Babası olmasa zeten bunu da alamazdı.

Oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç tuttuklarını insanlara belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm verirler. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. Siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın. Öyle ki, insanlara değil, gizlide olan Babanız’a oruçlu görünesiniz. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.

Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile kendilerini sevenleri sever. Size iyilik yapanlara iyilik yaparsanız, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile böyle yapar. Geri alacağınızı umduğunuz kişilere ödünç verirseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile verdiklerini geri almak koşuluyla günahkârlara ödünç verirler. Ama siz düşmanlarınızı sevin, iyilik yapın, hiçbir karşılık beklemeden ödünç verin. Alacağınız ödül büyük olacak, Yüceler Yücesi’nin oğulları olacaksınız. Çünkü O, nankör ve kötü kişilere karşı iyi yüreklidir. Babanız merhametli olduğu gibi, siz de merhametli olun.

Doğruluğunuzu insanların gözü önünde gösteriş amacıyla sergilemekten kaçının. Yoksa göklerdeki Babanız’dan ödül alamazsınız. Bu nedenle, birisine sadaka verirken bunu borazan çaldırarak ilan etmeyin. İkiyüzlüler, insanların övgüsünü kazanmak için havralarda ve sokaklarda böyle yaparlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. Siz sadaka verirken, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin. Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın. Gizlice yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.

Senin dilinin deydiği masum sayısı kaçtır? Abesle iştigâlim pektir... Kötek sana haktır; köpeklerin bile vefâsı seninkisi yanında yeğdir... Muşamba dudaklarınızı yırtmak geliyor içimden ve aklım gidiyor başımdan... Bu sabırsızlığımı sabırla tanıştırmalıyım, hasretleri gönlüme alıştırmalıyım; ben daha ne kadar hendekli yollar aşmalıyım?

Her şey seninle güzel, duyduğum bu ses bile.
Yalnız içtiğim su değil, aldığım nefes bile.
Her şey seninle güzel, bu yağmur bu kar bile.
Yüzümdeki gözyaşının izleri, onlar bile.

Klâsik şairimiz vezin ve kafiye kullanıyordu, adına nazım diyordu. Şiir iki kanadıyla uçabilen bir kuş gibiydi; bir kanadı vezin, bir kanadı kafiye... Söyleyeceği sözü vezin ve kafiyeye oturttuğu zaman zaten kendiliğinden güzelleşiyordu. Ama bugünün şairi vezin ve kafiye kullanmadığı için sözü salt "güzel" söylemek zorunda; yani tamamen yüreğini ortaya koyarak bir güzellik yapmak zorunda. Bu bakımdan şiir nazımdan daha zor bir sanattır. Nazım yer yer zenaat olabilir, ama şiir asla zenaat olmaz, o hep sanattır.

Liste
Yükleniyor…