Mücadelenin kimler arasında olduğunu, 11 Eylül olaylarından beri farklı ifade ediyorum ve günümüzün egemenlik mücadelesinin küresel sermaye ile ulus devletler arasında olduğunu söylüyorum.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Gelecek küreselcilerin elinde değil, vatanseverlerindir! Gelecek; vatandaşlarını koruyan, komşularına saygı duyan ve her ülkeyi özel ve benzersiz kılan farklılıklara saygı duyan egemen ve bağımsız uluslara aittir.
Tekelsi düzen şizofren yurttaşlar fabrikasıdır.Egemenliğini, yurttaşlarını şizofren yaparak sürdürebiliyor.
Kadınlar sıvıdır, likittir yani. Erkekler kap gibidir biraz. Ve kadın erkeğin kabını alıyor. Öyle bir bütünleşiyor ki, erkek kendini kaybediyor. Her ne kadar kadın egemen değil desek de muhakkak kadın egemen. Çünkü kadın daha likit bir şey.
Düşünce üretmeyen toplum, kendisini de yeniden üretemez. Ve günümüzde Yeni Dünya Düzeni denen düzenin amacı, kendilerini yeniden üretebilen toplumları yok etmektir.
Lâiklik ilkesi, bağımsızlığımızı, özgürlük ve egemenliğimizi korumamızı, güçlendirmemizi sağlamış, ulusal birliğin dayanağı olmuştur.
Erdem özgürlüğü gerektirir, bir yükü taşımak aktif bir güç gerektirdiği için. Baskı yönetimi altında erdem bulunmaz ve erdemsiz bir din de bulunmaz. Beni bir kul haline getirirsen böylece ben o şey için uygun olmayan biri haline gelmiş olurum. Egemenlik dahi benim üzerimde, beni doğası seçme ve özgür iradeye dayalı dine yönlendirmek hakkına sahip değildir.
Suriye hükümetinin topraklarının tamamı üzerinde kontrolü yeniden ele geçirmesi gerekiyor. Suriyelilerin kendilerinin ve ülkelerinin geleceğine karar vermeleri için gereken tüm koşullar oluşmuş durumdadır.
Bu sömürgeci dünya düzeni, yok olmaya mahkum. Ancak bu sistemin efendileri, sonuna kadar savaşmaya devam edecekler. Dünyaya, zorbalık ve sömürgecilik dışında vadedecek hiçbir şeyleri yok.
Rusya seçimini demokrasiden yana yapmıştır. 14 yıl önce, özgürce, dışardan hiçbir gücün etkisinde kalmadan, bu hüküm kendi tasarrufundadır, kendi insanlarının, kendi yurttaşlarının tasarrufundadır. Bu bizim son seçimimiz, ve geriye dönmeyeceğiz. Geriye dönüş olamaz. Ve Rus halkının seçimi bunun garantisidir. Hayır, dışardan bir garanti düşünülemez. Bu imkansızdır. Bu günün Rusyası için böyle bir şey düşünülemez. Rus toplumunun yapısı gereği totaliterizmin hiçbir çeşidi düşünülemez.
Osmanlı devrinde işler daha iyiydi. Şimdi daha karışık. Bu ulus devletler bir felaket...
Hizbullah'ın savaşçıları Lübnan topraklarını İsrail ordusuna karşı savunmada ve İsrail ordusunu geri püskürtmede başarıyla savaştı, ancak sorulması gereken soru neden yana olduklarıdır: güçlü merkezi bir yönetime sahip bir Lübnan mı istiyorlar, yoksa başka bir şey mi?
Yüz yıl sonra şimdi bütün mazlum Asya ayağa kalkmaktadır. Batı merkezli dünya sisteminin arka arkaya sarsıntılar yaşadığı, bir krizden bir başka krize yuvarlandığı, bunlardan çıkmak için saldırganlaşıp başta Ortadoğu olmak üzere dünyayı kana, şiddete, teröre boğdukça sonunu hızlandırdığı bir dönemin sonu yaklaşırken, insanlık için yeni bir tarih başlamış bulunmaktadır. Batı emperyalizmine karşı Asya’nın verdiği cevap her gün güçlenerek ilerlemektedir.
11 Eylül'de hayatını kaybedenler ve yasını tutanlar için; şimdi o topluluğu inşa etme gücünün zamanı. Bu onların hatırası olsun.
Bu, yakalanması gereken bir an. Kaleydoskop sarsıldı. Parçalar akış halinde. Yakında tekrar yerleşecekler. Onlardan önce, çevremizdeki bu dünyayı yeniden düzenleyelim.
Amerika'nın bir toplum olarak hataları var, bizimkiler gibi. Ama köleliğin yenilgisinden doğan Amerika Birliği'ni düşünüyorum. Anayasasını düşünüyorum, her vatandaşa tanınan devredilemez haklarıyla hala dünya için bir model. Yoksulluk içinde doğmuş, silahlı kuvvetlerinin başına geçmiş ve şimdi Dışişleri Bakanı Colin Powell olan siyahi bir adamı düşünüyorum ve açıkçası burada böyle bir şey olup olmayacağını merak ediyorum. Özgürlük Anıtı'nı ve kaç mültecinin, göçmenin ve yoksulun onun ışığından geçtiğini ve onlar için, çocukları için olmasa bile yeni bir dünyanın gerçekten onların olabileceğini hissettiğini düşünüyorum. Başarılı olan, aksanları, sınıfları, başlangıçları hakkında soru sorulmayan, ancak yaptıklarına ve elde ettikleri başarıya hayranlık duyan insanların olduğu bir ülke düşünüyorum. Tanıştığım New Yorkluları düşünüyorum, hala şokta ama kararlı; itfaiyeciler ve polis, yoldaşlarının yasını tutuyor ama yine de başları dik. Tüm bunları düşünüyorum ve düşünüyorum: evet, Amerika'nın hataları var ama özgür bir ülke, bir demokrasi, bizim müttefikimiz ve 11 Eylül'e verilen tepkilerin bir kısmı, onu hissedenleri utandıran bir Amerika nefretini ele veriyor.
Kemalist Devrim'in özü, felsefe olarak Tanrı egemenliğine dayanan bir monarşiden, halk egemenliğine dayanan bir cumhuriyete geçilmesi; iç siyaset amacı olarak monarşik iktidarın 'kaderci kulları' yerine çağdaş bir cumhuriyetin 'onurlu vatandaşlarını' oluşturmak; dış siyaset amacı olarak da 'tam bağımsızlıktan kesinlikle ödün vermeden', karşılıklı çıkar temeline dayanan eşitlikçi ilişkiler kurmaktı. Tüm Kemalist devrimler aslında bu amaçlara yöneliktir.
Âlemi yaradan Tanrı yalnızdır; O’nun şeriki (ortağı) yoktur. Böyle olunca, Tanrı’nın mülkü olan yeryüzüne sahip olan kişinin de şerikinin (ortağının) olmaması gerekir.
Onları [vatandaşları] yabancıların istilasından koruyabilmenin, birbirlerine zarar vermekten engellemenin, kendi sanayilerini ve yeryüzünün meyvelerini güvence altına almanın yolu bütün gücü ve kudreti bir tek insan ya da insanların meclisine vermektir... [Toplumda yaşayan] insanlar birbirlerine ‘ben haklarımdan vazgeçiyorum ve tüm haklarımı bu insana ya da insanların meclisine veriyorum’ demelidirler. Böylece bütün güç ve kudret tek bir insanda toplanır. Bu Devlet ya da Latince Cıvıtas olarak adlandırılır. Bu büyük Leviathan’ın doğması demektir.