Matbuat; banka ve inşaat oligarşisi tarafından kapatılmış, gerçek anlamda kirli para kanalizasyonu haline gelmiş 'büyük' gazeteciler, sadece ve sadece büyük devletlerin düdüğü olmuştur.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Matbuat ve kanalların birinci vazifesi, her şerait altında, halkımızın bilincini dağıtmak, aklını bozmak ve oligarşinin en hasis ve en açgözlü çıkarlarını müdafaa etmektir, burada ölçü tanımadıklarını görüyoruz.
Bakın, “büyük” gazeteciler ahmaktır, diyorum, artık bakamıyorlar. Bir, Milliyet genel yayın yönetmeni öldürüldü, Milliyet satıldı. İki, Hürriyet genel yayın yönetmeni öldürüldü, Hürriyet satıldı. Üç, Milliyet satıldı, satın alan aldığına pişman edildi, hapse girdi, bu satış sırasındaki hükümet düştü. Satın alan Korkmaz Yiğit’i korkuttular ve yiğitlikten döndürdüler. Demek ki Hürriyet ve Milliyet sahiplikleri çok önemlidir. Bana göre bu işe Dünya Yahudi Partisi karışmaktadır. Müdahale etmektedir. Demek ki buraya bakıyoruz ve ben başka açıdan bakıyorum.
Madem devlet ”dini değerleri” çok önemsiyor, aşağılayana ceza veriyor, o halde faizi yasaklasın, bankaları kapatsın da görelim.
Bir ülkenin demokrasiye bağlılığının en önemli ölçütlerinden biri, basın özgürlüğüne ve gazetecilere verilen değerdir.
Ben Emin Çölaşan'ı bitirmiş adamım! Bunlar Emin Çölaşan'ın yamağı olamaz! Ama bunları da bitireceğim inşallah. Şu seçim bir geçsin, bunlara Türkiye'yi dar edeceğim!
Ancak benim anlatmak istediğim şudur: "O tarihte 12 Eylül'ü böyle onayladınız, yıldönümlerinde hatırlatma yaptınız. Peki neden 1984'den sonraki dönemde, özellikle 1990'larda neden bir tek yazı kaleme almadınız? Neden 12 Eylül'ün karşısında olan belli çevreler ağır eleştiriler yöneltirken, Silahlı Kuvvetleri ve komuta kademelerini suçlarken, siz karşı çıkmadınız? Onlara gerekli cevabı vermediniz?"
Yüzyılları kasıp kavuran ve er ya da geç mücadele edilmesi gereken konu, bankalara karşı halktır.
Bugün ben size, mezheplerin tamamına göre yüzde yüz faiz olmayan, faiz sayılmayan bir yöntemle dünyanın en rahat çalışan faizli bankasını kurarım. Kendi kafalarına göre bir faiz anlayışı ortaya koyarlar mezhepler.