Laiklik, hayatı ruhani kürede yaşamak isteyenlerle, dünyevi kürede yaşamak isteyenler arasındaki alan paylaşımının adı olmaktadır. Bu açıdan tarafsız bir terim olan laisite (laiklik y.n.) yerine belirli bir tepeden inmecilik belirleyen laisizm (veya sekülerizm) tarafından ifade edilmesi hem yanlıştır, hem de ruhani dünyayı dünyevi dünyanın içinde kapsama ve tanımlama eğilimi belirtmesi açısından, kavramı hiç de açıklayıcı nitelikte olmamaktadır.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Laiklik, hayatı ruhani kürede yaşamak isteyenlerle, dünyevi kürede yaşamak isteyenler arasındaki alan paylaşımının adı olmaktadır. Bu açıdan tarafsız bir terim olan laisite (laiklik y.n.) yerine belirli bir tepeden inmecilik belirleyen laisizm (veya sekülerizm) tarafından ifade edilmesi hem yanlıştır, hem de ruhani dünyayı dünyevi dünyanın içinde kapsama ve tanımlama eğilimi belirtmesi açısından, kavramı hiç de açıklayıcı nitelikte olmamaktadır.
Laik insanlar ölümden sonraki hayata inanmazlar, daha çok ölümden önce yaşama inanırlar.
Laiklik, hayatı ruhani kürede yaşamak isteyenlerle, dünyevi kürede yaşamak isteyenler arasındaki alan paylaşımının adı olmaktadır. Bu açıdan tarafsız bir terim olan laisite (laiklik y.n.) yerine belirli bir tepeden inmecilik belirleyen laisizm (veya sekülerizm) tarafından ifade edilmesi hem yanlıştır, hem de ruhani dünyayı dünyevi dünyanın içinde kapsama ve tanımlama eğilimi belirtmesi açısından, kavramı hiç de açıklayıcı nitelikte olmamaktadır.
Artık, devlet dini yok; insanlar Fransız, İngiliz, Alman olup Katolik, Protestan, Yahudi olabilir ya da herhangi bir külte uymayabilir. Din kişisel bir şeye dönüştü; kişinin vicdanına bağlı. Uluslar artık Katolik, Protestan diye ayrılmıyor.
Laiklik, ruhani kısmı kurutulmuş ve Jules Ferry’nin ilk olarak yasamaya intikal ettirdiği bir politik Comte’çuluktur. Comte’un gerisinde hangi ana düşünceyi buluyoruz? Condocet’ninkini.
Demokrasiyi laisizmin temeli saymak, hem cehalet ve hem de aptallık oluyor. Çünkü devrimler laisizmi getiriyor, 'demokrasi', pek çok 'şeyi' ve bu arada akıl düzenini bozuyor.
Artık Türkiye'nin ekonomik ve sınıfsal gelişimi içinde, laisizm de emekçi sınıfların güvence alanına katılmıştır ve bunu anlamak durumundayız. Ne sermaye ne de bürokrasinin belli kesimleri, artık laisizme sahip çıkmıyorlar.(1976)
Bakacağım tek yön önüm, doğru rotayı izler gözüm. Rüzgâra emânet sözüm, hasretlerle yandı gönlüm. Yalnızlığım kalbime zulüm, korkutmakta her an ölüm. Ben bir pembe diziyim, her günüm bir bölüm.
Bir düş kurdum bin düşündüm düştüm ben. Düştüğüm rüküş düşlerden düşe düşe bî-hâl oldum ben. Var gücümle savaşıp çatışmaktayım. Yabancılık çekerek alışmaktayım. İşte onlar; yaban insanlar... İşte onlar, meyvelerime sapanla taş atanlar. Ağızları lâğım, dilleri kahverengi. Bulunamaz Sago'nun dengi, beni anlaman için gerek biraz bilgi. İlim ilim demek, kendini bilmek demek. Hayat demek değildir sabah, öğle, akşam yemek yemek. Bilekle gelen emekten yemekse hüner demek, bunun için savaş gerek! Hep taarruz var. Hep zarar muharrebelerime katıl bak, kolay mı, zormu hayatım. Ummadığım taşlar başımı yarar, budur maruzatım. Ey zaat-ı pâkım, sübhâniyem; ilhâmına muhtâcım. Dayanmak davranmaktan zor!
Makam arabalarna yol ver geçsin, emri vâki olmuş her yolcu. Açılan çenelere çekici ver çaksın, yazılı kuralların kuramları aştı. Parmakları kırılan bu yazar yılmadı, kaç yazar âlim olsan? Amacını yamacında boğarak yok oldu Sezar, dedelerin toprak oldu bak orada mezar... Yalanla savunan dürüstle tanıştı, tekmeyle kovulan kiniyle yarıştı, paradan uzak olan silahla tanıştı, hayatla darılan ölümle barıştı.
Bu rüzgâra dayanabilmek için bir kaya mı olmalıyım? Bu tuğlalar, bir bina yapmak için varlar... Bu dalgalarsa kumdan adalarımı yıkmak için çağlar...
Kaç tabut gömülecek yeraltına ve kaç kişi gidecek habersiz uzaklara? Kaç yalan yıkacak güvenleri? Kaç satır yazılacak kader kitabına ve kaç dua edeceksin tanrına, kaç damla gözyaşı dökeceksin?
İşin aslına bakarsan büyür dert, kafana çok da takarsan çekilmez olduğunda hayat, gözlerin arar çekilir bir iki insan.