Kutsal kitabın sunduğu gerçek, bir aksiyomdur; bir muhakeme sürecinin son ürünü değildir. Tutuculara göre kitap gerçeği anlatır ve bilimsel kanıtlarla kitaptaki doğruların çeliştiği durumlarda çöpe atılması gereken kitap değil, kanıttır. Bunların aksine, bir bilim insanı olarak ben doğruların (mesela evrim) kutsal kitaplarda değil, incelediğim bilimsel kanıtlarda olduğunun bilincindeyim. Bu ikisi arasında gerçekten önemli farklar vardır.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Eğer bana boş bir kâğıt ve boş bir banka çeki verseydiniz, size Ambulocetus'un olduğundan daha iyi bir ara basamak çizemezdim. Söz ebeliğiyle beyazı siyah, siyahı beyaz yapan o dogmatizm köleleri Ambulocetus'un, teori içerisinde olabilmesi 'imkansız' olarak göstermeye çalıştıkları, o aradıkları ara tür olduğuna asla ikna olmayacaklar.
Bilimsel gerçekleri baltalamak için diller döken bir adamın soyundan gelmektense, alçakgönüllü ve haddini bilen bir maymunun soyundan gelmeyi tercih ederim.
Maymun soyundan gelen atalarım olduğu için değil, elindeki zenginlikleri gerçeği karartmak için kullanan bir insanla akraba olduğum için utanıyorum.
Gerçeklerden korkan bir insan olmaktansa iki maymunun yavrusu olmayı tercih ederim.
Her türlü dogmatizme ve bağnazlığa karşı olan felsefenin, dostlarından çok düşmanları olmuştur. Niçin böyledir? Çünkü gerçeğin hasbi araştırılmasından, aklın bitmeyen sorgulamasından korkanlar vardır.
Bilim adamları, gerçeği çeşitli kuramsal yöntemlerle tanımlamaya çalışırken tutucu bir izlenim bırakıyor olabilirler. Ama zaten herkes böyledir. “Evrim gerçektir” dediğimde, “Yeni Zelanda’nın güney yarımkürede olduğu gerçektir.” dediğimde olduğundan fazla tutucu değilimdir.
Evrim bir gerçektir. Makul şüphenin ötesinde, ciddi şüphenin ötesinde, aklı başında, bilgili, zeki şüphenin ötesinde, her türlü şüphenin ötesinde evrim bir gerçektir. Evrimin kanıtları, en az Soykırımın kanıtları kadar kuvvetlidir, hem de Soykırımın görgü tanıkları olduğunu dikkate alsak bile.
Hiç kimse yanılmaz değildir ve hiç kimse gerçek veya erdem üzerinde tekel olduğunu iddia edemez. Şüpheciliğin kendisini yeni bir inanca çevirmeye çalışması çelişkili olacaktır.
Aslında bilimde teori kanunlardan (gerçeklerden) daha yüksek bir idrak düzeyindedir. Çünkü teoriler gerçeklere açıklama getirirler, onları birleştirirler. Georgia Üniversitesi'nde atom fiziği dersi okursanız atom teorisi dersi alacaksınız. Profesör o dersin ismini gelecekte "atom gerçeği" olarak değiştirmeyecek. Çünkü atom teorisinin manası bu değil. Atom teorisi maddenin tabiatına dair on binlerce gerçeği açıklayan bir açıklamalar sistemi ve evrim teorisi de bunun gibidir.
Evrim teorisinin gerçeklerle yeterince desteklenmediğini düşüncesizce savunanlar, kendi teorilerinin hiçbir gerçekle desteklenmediğini unutmuş görünüyorlar.
Kalıtım bilimi konusundaki çalışmalarım su götürmez bir şekilde gösterdi ki Darwin canlıların uzun bir zaman alarak doğal seçilimle nasıl meydana geldiğine, ortak bir atadan nasıl türediğine ilişkin söylediklerinde haklıydı. Darwin'in moleküler biyoloji bilmediği düşünülünce onun ne kadar ileri görüşlü olduğu ortaya çıkıyor. Şimdi DNA'nın dijital koduna ulaştık ki bu evrimin en sağlam kanıtı.
Tekelli düzende devletin tekellerin olduğunu söylemek, gerçeğin binde birini anlatmak demek oluyor. Tekelli düzende devlet tekellerle gerçekleşiyor.
Dünyaya ışık geldi, ama insanlar ışığın yerine karanlığı sevdiler. Çünkü yaptıkları işler kötüydü. Kötülük yapan herkes ışıktan nefret eder ve işleri açığa çıkmasın diye ışığa gelmez.