Küçük çocukları entelektüel olarak savunmasız, istekli ve hatta belki de evrimsel olarak, ebeveynlerinin onlara dünyanın doğası hakkında öğrettikleri neredeyse her şeye inanmak için tasarlanmış olarak görüyorlar.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Onlar evrim dediler, bu yaptıklarımız devrim dediler... Ah zekâsına kedi işeyesi nefer; her şey kader!
Aslında öğrenirken, daha temelde yanlışlık yapıyoruz. Bildiğimizi sandığımız çoğu temel ve basit bilgiyi bile, doğru olarak bilmediğimizi görebiliriz şöyle bir kendimizi yoklarsak. Bizim asıl trajedimiz her şeyi bildiğimizi düşünürken, aslında daha alfabelik çocuk olduğumuzu fark edemememizden kaynaklanmaktadır. Bildiğimizi düşündüğümüz temel bilgiler eğer doğru kurulmazsa, onun üzerine eklediğimiz bilgiler de sağlam temeller üzerine oturmayacak ve eklektik olarak kalacaktır. "Ben bunu biliyorum." diyerek o bilgiyi bildiğimizi farz ediyor ve bir daha ona geri dönmüyoruz. İşte ana yanılsamamız, çeşitli konular arasında diyalektik bir ilişki kuramayışımızdan geliyor. Bunun sonucu ise sorgulamaktan kaçmamız oluyor. Sorgulamaktan kaçtığımız gibi, sorgulayanları da engellemek istiyoruz. Çünkü aslında kendi bilgimize, ya da inancımıza, düşüncemize güvenimiz yok. Einstein'ın dediği gibi, "Evrendeki en büyük ziyan sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir." Hepsi çürük temeller üzerinde yükseliyor. Kendi inancını, ideolojisini, dünya görüşünü tam olarak ortaya koyabilecek kaç tane insan vardır? Şu bir gerçek ki, bu tür insanların sayısı çok azdır. Bu psikolojik deneylerle kanıtlanmıştır. Çünkü insanların çoğu bilmeden inanırlar. Ta ki bir gün bilgi evimiz kafamızın üzerine çökene dek böyle de gidecek.
Gerçek inanç sahibinin kafası âdeta demir bir çember içine alınmıştır; her türlü bilime kapalı ve yeni olabilecek her şeyi öğrenmekten âcizdir.
İnsan gelişimi evrimseldir ve bu nedenle hatalar ve hatalar kaçınılmazdır. Tek gerçek trajedi yaşlanmak ama daha akıllı olmaktır.
Bir insan hem Tanrı'ya hem de evrim fikrine inanabilir. Bundan şüphe edilmesi bana saçma geliyor.
Cehalet ve açgözlülük, hataların öğrenmenin bir parçası olduğunu söylemek için evrimsel sürecin bir parçasıdır. İşe yaramayan davranışlar veya algılar hakkında kötü bir şey yoktur; basitçe vazgeçilmeli ve işe yarayan davranışlar veya algılarla değiştirilmelidir.
Değişmez inanç kurallarını ilke kabul eden bir düşünceyle bilim yan yana yürüyemez. Türk toplumu giderek evrim düşüncesinden uzaklaşıyor.
Zor hapislik, güzel aşklar türünden, anatomi ve fizyoloji dersidir, insana kendi vücudunu öğretiyorlar.
Sınav, öğrenmenin düşmanıdır. Korkmadan, tembel suçlamasına aldırmadan, sınavsız eğitim istenmelidir.
Filozof Kant iyi'nin kendi halinde iyi olduğunu yazıyordu. Ben de doğru peşinde koşmanın başlı başına, doğru olduğuna inanıyorum.
Yön arayıcısı değil, Devrimciydi. Devrimci Doğan bir inattır; yolundan hiç dönmedi. Kendi yoluna gölge düşürecek en küçük bir adım atmadı.
Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat veririm. Boyunduruğumu yüklenin, benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu, alçakgönüllüyüm. Böylece canlarınız rahata kavuşur. Boyunduruğumu taşımak kolay, yüküm hafiftir.
Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.
İnanmasan da geçer sayılı zaman, nöbet vaktin dolacak aslan. Sabrın tadı ki acı da olsa tatlıdır ya meyvan.
Zâten inancımız olmasa, vâr olmanın anlamı anlamsızlıktan başka bir anlama gelir miydi?
Ve önce insan olmak gerekir. İnsan olabilmek için önce kul olman gerekir. Kulluk için yürek gerekir. Yürek köpekte de vardır. İbrahim, Âdem, Yunus, Muhammed olman gerekir...
Ramazan bizim kıymetlimizdir, inanan bir insan için Ramazan değerli bir misafirdir. Allah tekrarını nasip etsin.