Temelinde bağımsızlık harcı yatan cumhuriyetimiz, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra emperyalistlerin ahtapot kollarına teslim edilmiştir. Öyle bir teslimiyettir ki yer altı zenginliklerimiz çok uluslu şirketlerin emrindedir; öyle bir teslimiyettir ki petrol, maden ve yabancı sermaye yasaları yabancı uzmanlarca hazırlanmıştır; öyle bir teslimiyettir ki ülke topraklarının bir bölümü üs adı altında başka devletin genelkurmayına armağan edilmiştir; öyle bir teslimiyettir ki ordumuzun silahları, araç ve gereçleri okyanus ötesi ülkelerin buyruklarına bağlanmıştır.

Bir hükümet vatandaşlardan korktuğu zaman, demokrasidir. Vatandaşlar hükümetten korktuğu zaman, diktatörlüktür.

Bence banka kuruluşları, düzenli ordulardan daha tehlikelidir.

Siz bu hükümetin ömrünü uzatmak için gönderilmiş bir pilsiniz.

Hükümet ne kadar çok vergi alırsa, insanların çalışma isteği o kadar azalır. Kazancının yüzde 60 veya daha fazlasını Sam Amca ('devlet')'nın alacağını bilip de çalışmak isteyecek bir madenci ya da fabrika işçisi var mıdır?

”Bak” dedi Genel Yayın Yönetmeni, “Hükümet isterse en sağlam kuruluşları, en sağlam bankaları bile bir günde batırır.” Tam da böyle oldu.

Hükümetler insanları daha zengin yapamaz, ama daha fakir yapabilir.

Çoğu hükumetin temeli korkudur.

Tarih, para değiştiricilerinin parayı kontrol etmek ve ihraç etmek suretiyle hükûmetler üzerindeki kontrollerini sürdürmek için her türlü taciz, entrika, hile ve şiddete başvurduğunu kaydeder.

Devlet zenginlik yaratmaz. Hükümetin başlıca rolü, insanların Amerika Birleşik Devletleri'ndeki iş oranını artırmak için risk aldığı bir ortam yaratmaktır.

Eğer orduyu büyütmek kârlı ise neden ülkenin bütün erkeklerini göreve çağırmıyoruz?

Sayın hükümet 'enayi miyim?' diyor, 'zam yapacağım' diyor 'seçimden önce'. Yani seçimden sonra 'kazığı getiriyorum' diyor. Acı ilacı getiriyor, dayıyor.

Korku, hükümetin gizlice çalışmasına izin verir. Korku, güvenlik vaatleri için hak ve özgürlüklerimizden vazgeçmeye hazır olduğumuz anlamına gelir.

Biraz tarih biliyorum, bana göre Deli İbrahim'den sonra Türkiye'de hükümet etmeye gelmiş en bilgisiz kimsedir. Sabri Ülker'in bisküvi kutularını saymayı bilebiliyor

Orduyu açıklayıcı olarak kullanmak, ahmakçadır. Ordu açıklanmaya muhtaçtır.

Demek ki, ordunun Kemalizm’i Erbakan’a karşıtlık ile sınırlı idi. Erbakan, dinsel politikacı olmanın yanında, millici, kalkınmacı, İsrael’e karşı, komşu ülkelerle dostluk yanlısıdır; itiraz buradadır. Bu tespitten de şu çıkıyor, “AKP”, sadece bir temizlik hareketi idi, millici ve kalkınmacı olmayan, İsrael ile nerede ise uydu ilişkisinde ve bu nedenle komşu ülkelere karşı iki yüzlü bir hareket aranıyordu, o halde akp, kendiliğinden bir oluşum değil, sadece bir icat idi.

'Adamı olmak' veya 'adamı sayılmak' hukuk, ekonomi ve ahlak cephelerinde temel ilke halindedir. Böyle olunca 'insan', çok daha asalak, fiziksel olarak çok daha yağlı, daha az becerili, duygusuz, güvensiz ve ufuksuz bir yaratığa dönüşüyor.

Korkana, korkuyu ve haine ihaneti anlatmak imkansızdır.

Mülkiyetin tabanında korku vardır. Korkunun kaldırıldığı bir toplumda cimri de özel mülkiyet de olmaz. Korkak mutlaka cimridir. Özel mülkiyet, biriktirilmiş cimriliktir.

Yalnızlık korkusu, Türk aydınının obsesyonudur.