Komünistler bir solucan gibi ezilmiş olmalı.
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Halbuki, şu anda, sosyalizm ve cumhuriyet mücadelesi aynı yerdedir. Yazık, cumhuriyet düşmanlığı, şimdi sosyalizm düşmanlığıdır; anlayamıyorlar mı, yoksa yerlerini mi buluyorlar, şu anda bir cevaptan yoksun haldeyim.
Ana akım medya, yazılı görsel bütün şeyleriyle, bir öğrenilmiş cehaletle hükmünü icra ediyor. Cehalet olduğu su götürmez. Sadece bugün ülkenin gündeminde konuşulan şeylerin konuşulma biçimine baktığında, bu hükmü bir çocuk bile verebilir. Ama bu cehalet bu insanın anamnezinde, yani gerisinde, hikâyesinde böyle bir cehaleti açıklamaya yetmiyor. Bu topraklar, hikmet adamlar toprağı. Dünyanın bütün önemli sözlerini söyleyenlerin hepsiyle hısım akrabayız. Bu topraklar aynı zamanda düşman icat etmeden hükümranlık sürülebilecek topraklar değil. Herkes birbirinin kuyusunu zehirliyor, herkes. Yani, kim bir su başındaysa, öbürünün suyunu zehirleme çabası içinde. Böyle idare edilebiliyor bu topraklar. Hani, hep sorun çözme kabiliyeti yok denir. Ben bunun bir yönetim biçimi olduğunu düşünürüm. Kabiliyetsizlikten değil, böyle yönetmeyi tercih etmelerinden kaynaklanan bir şey olduğunu düşünürüm.
Parti adamları her zaman düpedüz bir düşmandan daha farklı bir arkadaştan nefret ederler.
Özgür bir ülkede yaygara çok, ıstırap az; baskı altındaki bir ülkede ise yakınma az, keder çoktur.
Her türden siyasi iktidar, varlığını sürdürmesi için belirli bir insan köleliği biçimini gerektirir.
Bir baskının gelişmesinden hürriyetin doğabileceğini düşünmek boş bir hayal gibidir.
Tanrı ve ülke yenilmez bir ekiptir; baskı ve katliam konusunda emsalsiz bir üstünlüğe sahiplerdir.
Hiçbir baskı, yasal otoritenin sapkınlığının ve aşırılığının neden olduğu kadar ağır ve kalıcı değildir.
Diktatörlük rejimleri, baskı, biat ve gaddarlık doğurur. Ama en kötüsü, aptallığı yaygınlaştırmasıdır.
Artık zor zamanlarda yaşıyoruz, bitiş zamanlarında değil. Ve biz de animus olabilir ve düşman olamayız.
Baskı yönetimi için, dinin himayesi, halkın elem ve galeyanına karşı zayıf bir kuşatmadır.
Gayet tabii. Zira ben bu hükümetin faşist bir zihniyete sahip olduğunu düşünüyorum. Şimdi Cüneyt sana bir soru soracağım, bana cevap veremeyeceksin: Basın, medya ve şu an sizin bulunduğunuz kanal baskı altında mıdır, değil midir?
Kendi geleceğini, kendi istikbalini bir ayaklanmayı bastırma şerefinde gören zavallı güvenlik elemanlarının aklı bir hükûmetin aklı olabilir mi? Elindeki alet sadece çekiç olan, çekiçten başka hiçbir alet tanımayan gördüğü her sorunu çivi sanar ve onu çakarak çözebileceğini zanneder. Bir asker böyle düşünebilir, bir polis böyle düşünebilir, bir istihbaratçı böyle düşünebilir, peki bir politik heyet, bir hükûmet, bir meclis böyle düşünebilir mi? Buradaki üyelerin buraya gelip gelmemelerini tayin eden önlerine sandık koyduğunuz insanların davranışlarını çözebilmek bakımından, anlayabilmek bakımından onların kafasına çekiçle çivi çakma fikrini, onları bastırma, onları bastırarak yok etme fikrini, insanlara geleceklerini kurtarabilmeleri için oğulları ve kızlarını öldürmenin en iyi çare olduğunu anlatmanın yolunu arayanların aklı hükûmet aklı olabilir mi?
Bir zamanlar Sayın Bülent Ecevit'in söylediği gibi "Bir ülkeye dikta rejimini, baskı yapanlar değil, baskıya boyun eğenler getirirdi.