Benzer Sözler

Yeri gelmişken, burada reklamcı ve pazarlamacı birileri varsa... kendini öldürsün. Hayır, hayır. Bu sadece küçük bir fikir. Sadece tohum ekmeye çalışıyorum. Belki günün birinde kök salar - bilmiyorum. Deneyin, elinizden geleni yapın. İntihar edin. Cidden yine de eğer öyleyseniz, yapın. Yaptığınızın akla uygun bir tarafı yok ve sizler şeytanın küçük yardımcılarısınız. Pekala - intihar edin - ciddiyim. Sizler tüm güzel şeylerin berbat edicilerisiniz, cidden. Hayır bu bir şaka değil. Diyorsunuz ki "Birazdan espri geliyor." Hiçbir siktiğim esprisi gelmiyor. Sizler Şeytan'ın Dünya'yı zırva ve pislikle dolduran döllerisiniz. Sikildiniz ve şimdi bizi sikiyorsunuz. Öldür kendini. Ruhunu korumanın tek yolu bu, intihar et. Tohumlar ekiyorum. Biliyorum, tüm pazarlamacılar "Şaka yapıyor..." diyorlar. Yok öyle bir şey! Egzos koklayın, kendinizi asın, arkadaşınızdan silah ödünç alın - nasıl yaptığınız umurumda bile değil. Şu Dünya'yı uğursuz makineleştirmenizden kurtarın. Tüm pazarlamacıların şu an akıllarından neler geçirdiklerini de biliyorum: '- "Ooo, Bill'in ne yaptığını biliyorsun, pazarlamacı-karşıtı dolarlar yapıyor. Güzel piyasa, çok akıllı."' Hadi oradan, öyle bir şey yapmıyorum. Sizi lanet düzenbaz ahlaksızlar! '- "Ah, Bill'in şimdi ne yaptığını biliyorsun. Şimdi de erdemli öfke dolarları kazanıyor. Büyük dolar bu. Bir çok insan haksızlıklar karşısında öfke duyar. Araştırmayı tamamladık - Dev pazar. Güzel bir şey yapıyor."' Allah Kahretsin! Öyle bir şey yapmıyorum ben, sizi şeytan atmıkları! Bu gezegen üzerindeki her şeyin üzerine dolar işareti koymaktan vazgeçin! '- "Ooo, öfkeli dolar. Muazzam. Ekonomik gerileme zamanlarında olağanüstü. Devasa pazar, Bill bunu yapacak kadar zeki."' Tanrım, lanet bir örümcek ağına yakalanmışım. '"Ooo, yakalanmış dolar, büyük dolar, dev dolar... İyi pazar - Bizim araştırmamıza göre bir çok insan kendini kapana kısılmış hissediyor... Eğer kapana kısılmış ayağına yatar ve sonra onları yakalanmış dolarlara..."' Böyle bir hayatın nesini seviyorsunuz? Ve bahse girerim geceleri bebekler gibi mışıl mışıl uyuyorsunuz, değil mi? '- "Günün nasıl geçti hayatım?"' '- "Ah, biz arsenik.. ee.. çocuk yiyecekleri yaptık, iyi geceler." Horrr.. Bebekler gibi uyuyun, bu sizin Dünya'nız, değil mi?

Çocukken reklamlarda gördüğüm aptalca şeyleri almaya meraklıydım. Şimdi tüm bunlara sahibim ve o yüzden gereksizce alınan şeylerin insanı nasıl bir gerizekalıya çevirdiğini anlayabiliyorum. Doğu Almanya'da çok fazla imkan yoktu ama en azından birlik ve beraberlik vardı. Şimdi gırtlağımıza kadar egoya, tüketim çılgınlığına ve bencilliğe battık. Artık ticaret arkadaşlıktan önce geliyor.

Sanayileşmenin ve kalkınmanın tarihe gömüldüğü bir toplumda akıl bir lükstür; kapitalizm öncesinde ve tekelli düzende, bir rehber olarak, akıl'a gerek olmadığını biliyoruz. Öyleyse akılsızın akıllıyı kovma süreci normal olmaktadır. Tefeciyi siyasetçinin esir aldığı bir toplumda da en akılsızın en yüksek tepeye çıkması ve kütlesel olarak akıldan kaçış yasadır ve bizde şimdi bu yasa yürürlüktedir. Kamu gelirlerinin, fiilen tamamının faiz ödemelerine ayrıldığı bir ülkede tefeciler egemen demektir; insanı tefeci ahlakının yönettiğini anlıyoruz.

İnsanlar her gün lahmacunu kolay kolay kabul etmezler. Gerçekten insanlar güzel şeylere layıktır. Ancak Türkiye’nin kapitalizmi, bundan sonraki dönemde işçi ve emekçiye yalnızca lahmacun vaat edebiliyor. Amma bunun da tek başına yetmeyeceğini bilmektedir. Bu yüzden lahmacunla birlikte işçi ve emekçiye, bir de ‘öbür dünya’ vaad edecek. Öyleyse, Türkiye, kendi iç dinamiğiyle, daha aşırı bir dinselliğin baskısı altına girecek.(1979)

Orta-Doğu ve Balkanları Avrupa ve Amerika’nın tasallutundan kurtarma yükü Osmanlı Devleti’nin omuzlarındaydı. Önceleri bölgede bir Pax-Ottomana ihdas etmiş bulunan Osmanlıların omuzları zamanla bu yükü kaldıracak güçten mahrum kaldı. Daha doğrusu Avrupa ve Amerika’nın güçlü oldukları alanla Osmanlıların güçlü olduğu alan birbirinden farklıydı. Güçler arasında mahiyet farkı vardı. Kapitalizmin dünyaya sunduğu ölçüler bakımından Osmanlı Devleti dünyanın en güçsüz devletiydi. Bu güçsüzlüğün kaçınılmaz sonucudur ki Osmanlılar tarihten silindi, gitti. Fakat Osmanlı devletinin hayat kaynağı sarih bir biçimde anti-kapitalist olan tarih yükü Türkiye’ye kaldı. Türkiye’nin etrafındaki ülkeler bu yükten muaf oldukları için her aşamada Avrupa ve Amerika oralara musallat oluyor. Karışıklıkların sebebi bu. Türkiye başından tarih yükünü atmaya kalkışamıyor. Sakin kalışının sebebi bu.

“Özgürlük” gösterişli bir kelimedir; fakat özgür ticaret adı altında en acımasız savaşlar gerçekleşmiştir. “Özgür iş” adı altında köpek gibi çalışanlar soyulmuştur. “Eleştiri özgürlüğü” terimi de aynı kalıtımsal yanlışlıkla yoğrulmuştur. İleri seviyedeki bilime sahip olduklarına gerçekten inananlar, yeni fikirlerin eskiyle yan yana varlığını sürdürmesi için özgürlük talep etmezlerdi, bunun yerine yenilerin eskilerin yerini almasını talep ederlerdi.

Liste
Yükleniyor…