Bir kere baba olmak kazasına uğradınız mı her konuda sizinle zıtlaşan, açıktan açığa düşmanlık ilanından çekinmeyen eğer zenginseniz mirasınızı yemek için ölümünüzü bekleyen düşmanlarınızı nefsinizin zararına yaşatmakla görevlisinizdir.

Babam 95 yaşında ve yaşayan en eski Beşiktaşlı’dır.

Ben kendimi görebilmek istediğimde bana ayna görevi yapan babama giderim. Hani aynanın karşısına geçtiğinizde kendinize çekidüzen verirsiniz ya... Psikolojik, ruhsal, gönül ve görüş tedavimi babam yapar benim.

Babamın babası Koçzade Hacı Mehmet Efendi Vilayet Meclisi Umumi azalığı yapmış, Ankara'da iyi tanınmış, zaman zaman taahhüt işlerine girmiş, buğday ticaretiyle uğraşmış, hareketli bir insandı. Babam Koçzade Hacı Mustafa Efendi'yse medreseye devam etmiş, hoca olmuş, fakat hiçbir iş yapmamıştı. Babasından kalan binalardan gelen paralarla ailesini geçindirirdi. Hayatı sadeydi; erken yatıp erken kalkar, zamanının büyük bir kısmını evde geçirirdi. Boş kaldığı zamanlarda dini kitaplar okurdu.

Eğer bir evde uzun etek iki sene sonra kısa etek, dört sene sonra bluz, altı sene sonra şilte, sekiz sene sonra yorgan yüzü olmamışsa, o evin çocuklarında hayata karşı tutumluluk, doğaya ve insana karşı derin bir sorumluluk gelişmesi zordur.

Babam insanlara sekiz yüz milyon buğday tanesi vermişti, ben de sekiz yüz bin sözcük verdim; bu kadarı yeter babama erişemeyeceğim

Mezarlıktaki en zengin adam olmak bana bir şey ifade etmiyor. Geceleri yatmadan önce harika bir şey yaptığımızı bilmek. İşte bu benim için bir şey ifade eder.

Saygınlık! Bunu hiç önemsemez misiniz, bayım? Budalaların saygısını, çocukların şaşkınlığını, zenginlerin isteğini, bilgenin horgörüsünü.

İnsanın hayattan zevk alabilmesi, dünya nimetlerini anlayabilmesi ve çalışma azmine sahip olarak yaşayabilmesi için 'bir şeylere inanması' şarttır. Biz Türkler için din, aile bağı, atalarımızdan gelen örf ve adetler çok önemlidir. Bunlara sahip çıkın.

Benim yaşlı adam beni hiç sevmedi. Seyahatlerim için bana para verirdi.

Müşterilerimin güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim.

Üzülme baba, dedi. Pek darda kalırsan bana gelirsin; sana kendi evladım gibi bakarım.

Annem beni dünyadan korudu ve babam beni bununla tehdit etti.

Akrabalarının sevmediği insanı kimse sevmez.

İnsanlar beni önce Pelin Öztekin, ardından Rasim Öztekin'in kızı olarak tanıdı.

Babamın oyuncu olmamla ilgili korkuları vardı.

İnsanlar bu dünyada itibar peşinde koşuyorlar. Bizler, itibarın paramızla, arabamızla, giydiğimiz marka ile veya nüfuzlu kişilerle olan iletişimimiz ile geldiğini düşünüyoruz. Halbuki haysiyet ve itibar, yalnızca, Allah'ı öğretmenimiz edindiğimiz zaman gelir.

Ben babamdan korkardım, korkuyla severdim, o da babasından korkardı, belki de o neslin saygı kavramı korkmanın yolundan geçiyordu.

Eğer ben okumuşsam ağabeylerimin babama çatmasından dolayı okumuşumdur. Rahmetli ağabeylerim ikide birde babama, "Bize yalnız ilkokulu okuttun, başka okutmadın, hiç olmazsa en küçüğümüz Kenan'ı okutalım." dediler de öyle okudum. İşte onun için sizlere sesleniyorum: Ailelerinizi bu konuda uyarınız, bilginizi etrafa yayınız. Kıskanç olmayınız. Kıskançlık iyi bir şey değildir. Daima geniş yürekli olunuz, elinizdeki imkânları vermeye çalışınız.

Babalarımızı affedersek, ne kalır geriye?