İnsanın ilk görevi nedir? Cevap basit: Kendin ol.
- Henüz kategori yok.
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
-
Rhein Derbisi: Mönchengladbach - Köln Maçında Goller v…08.11.2025
-
Uluslararası İş Birliğiyle Portekiz, Dev Uyuşturucu Se…08.11.2025
-
Vince Gilligan'ın Pluribus Dizisi Apple TV+'ta Başladı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Seni diğerlerinden farksız yapmaya tüm gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş başladı mı, artık hiç bitmez.
Yani sadece psikolojik müslümanlık, sadece sosyolojik müslümanlık veya sadece tarih içi müslümanlık yetmez. Her müslüman önce, kendi iç dünyasında müslüman olmalı, fakat ondan ayrılmaz bir şekilde toplum içinde ve toplum halinde de müslüman olmayı idrak etmeli. Ve nihayet bu psikolojik ve toplumsal muhtevaya mutlaka tarih şuurunu da eklemeli.
Eğer yoksa fikir yönetilirsin ve başkalarının yönlerine karışırsın, işte o zaman başkalaşırsın.
Sürekli sizi değiştirmeye çalışan bir dünyada, "kendiniz olabilmek" en büyük başarıdır.
Kalabalık içinde yaşamak zorunda kalabilirsin ama onun gibi yaşamak zorunda değilsin.
Kendin olmak her zaman rahat değildir. Bu yüzden, birinin kendisini başkasıyla kıyaslamasını anlamıyorum.
Kendimizi başkalarına benzetmeye, gizlemeye o kadar alışmışız ki en sonunda kendimizi gizleriz.
'Ben' olmadan, 'biz' olmaz. Ben yoksa bir toplulukta, artık oradaki toplam ötekileştirilmiş, kendi benliğine yabancılaştırılmıştır. Artık bu kalabalık 'onlar' olarak nitelenebilir. 'Biz' diyebilmek için, 'biz'i oluşturan tek tek ben'lerin kendi özgünlüklerini korumaları ve birbirine benzetilmemeleri gerekir. Yoksa oradaki kitle, toplum ötekileştirilmiş onlar'ın toplamıdır. Bu noktada Foucault'nun dediği gibi "Bir yerde herkes birbirine benziyorsa orada kimse yok demektir." gerçeğine yaklaşırız. Bir toplulukta 'ben yoksa, o topluluğun bir ruhu ve özgünlüğü yoktur, o topluluk kuru kalabalıktan ibarettir. İradesi ve özgünlüğü elinden alınmıştır. İşte bu noktada oradaki insanların yerine ödün koysanız hiçbir fark olmayacaktır. Foucault, bence "orada kimse yoktur," derken tam da bunu kast ediyordu. Özgür bireyin olmadığı ve bireylerin gönüllü olarak bulunmadığı hiçbir topluluk, "biz' değildir ve ötekileştirilmiş yok edilmiş ben'lerin mezarlığından başka bir şey değildir.
Bu benim rapim, bu benim şiirim, bu benim derinim, bu benim bendim, bu benim eserim, bu benim ta kendim... Ta kendim… Ta kendim… Ta kendim...
Sürü insanının bütün kaygısı "sürüce ayakta durmaktır"; sürü teki pasiftir ve her türlü yaratıcılıktan yoksundur.