İnsan akla itaat etseydi, yasalar ve hakimler falan gereksiz olurdu; ama tutkular onu alır götürür: İsyan eder, bu yüzden aşağılayıcı bir biçimde cezalandırılır.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Her suçun kökeni, ya algıdaki bir sorun; ya sebeplendirmedeki bir sorun; ya da ani bir tutku nöbetidir
Erkekler, çoğunlukla tutku dürtüsü tarafından yönetilen makul hayvanlardan ziyade akıl yürütürler.
Kısaca sanat uğruna hayatımı tehlikeye atıyorum ve bu yüzden aklımın yarısını yitirdim.
Metabolizması hızlı olandan düşünce değil, “eylem canlısı” olur; şahin mesela… İnsana yakın olan kurnazlaşır, karga mesela… İnsanın tabiata yetecek metabolizması yoktur, boşluk doldurur, akıl mesela, akıl kurnazlıktır aslında.
Tutku kendi karanlığını en çok gizlediği zaman belli eder kendini,tıpkı en karanlık göğün en azgın fırtınayı bildirmesi gibi..
Akıllı insanların aptallara ihtiyacı var. Tıpkı dolandırıcıların dürüst insanlara ihtiyacı olduğu gibi.
Şan ve şeref arzusu en iyi bir insanı bile herhangi bir tutkudan daha fazla bir süre düşüncelerinden ayıramaz.
Akıllı ya da değil, hepimiz hata yaparız ve belki de akıllı hatalar en kötüsüdür, çünkü çok dikkatli bir düşünce onların içine girmiştir.
İnsan, kendi dünyasının dışında gezinmek ister; mükerrer denetimlere, hırslı, çılgın deneyimlerine bakmaksızın, hâlâ imkânsız olana kalkışır; araştırmalarını görünen dünyanın ötesinde gerçekleştirmeye gayret eder ve sefaleti hayali diyarlarda arar. Pratik bir filozof olmadan önce metafizikçi olur. Hayaller üzerine meditasyon yapmak için gerçekler üzerinde düşünmeye son verir. Varsayımda bulunmak, hipotezlere kendini vermek için deneyimi ihmal eder. Aklını geliştirmemeye cüret eder, çünkü ilk günlerinden beri onun suçlu olduğunu düşünmesi öğretilmiştir. Yaşadığı dünyada mutlu olduğu imkânları düşünmeden önce, başka bir hayatın belli belirsiz yerlerindeki kaderini biliyormuş gibi davranır; kısacası, insan doğanın çalışmasını küçümser.
Tutkuların en büyük kötülüğü, neden oldukları şeylerde değil; fakat insanlara yaptırdığı ve onları alçalttığı rezilliklerdedir.
Olup bitenlere soğuk bir mantıkla bakmaya, yalnız mantıklı, pratik bir hayat sürmeye alışık bir insana böylesine aşırı, çılgınca duygular saçma görünmez mi hiç?
Gündelik deneyimler göstermiştir ki, akıl bir konudan vazgeçse de, yürek yıllar boyu onun için çırpınır durur.
Eğer akıl ve mantığın manası, benim zannettiğim gibi herkeste mevcut olan bir duygudan ibaret ise, insanın yaratılışında hiç akıl ve mantık yok demektir.