Hiç bir şey, kitle kültüründeki yozlaşma kadar çabuk bulaşmaz.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Adalet yıkılmıştır Türkiye’de. Adalet satılmıştır. Resmen alınan satılan eşya haline gelmiştir adalet.
Beni popüler kanallar izlemesin diye şarkı göndermiyorum. Ben söylüyorum; beni herkes dinlemesin, ben herkese müzik yapmıyorum.
Özgürlük ve insan haklarını sözde benimsemişler; basına bakıyorsunuz satılık; doğruyu yazan yok gibi; halka bakıyorsunuz tapınaklardan çıkmıyor, zamanının çoğunu ibadetle geçiriyor; sanata düşmanlar; eğitim düzeyi düşük; bilime, ilime, sanata hiç mi hiç katkıları yok; sadece doğal gaz ve petrol gelirlerinden elde ettikleri dolarlar üzerinde magandaca yüzüyorlar. Halk, bunca gelire karşın fakir; terör, cinayet, gasp, irtikâp, yandaşlık, yalakalık, hukuksuzluk diz boyu.
Dili, coğrafyası, tarihi kökeni, ırkı farklı olan yaklaşık 50 küsur İslam ülkesinin ayrıcasız hepsinde hırsızlık, yalan, dolan, rüşvet, kadın ve çocuk istismarı, insan hakları ihlalleri, pislik, düzensizlik, saygısızlık, hukuksuzluk, ilkesizlik, sanat düşmanlığı, başka insanlarla birlikte yaşama durumunda uyumsuzluk en yaygındı ve bir anlamda ortak özellikti.
Ne yazı ki, Türk toplumunda çıkarcılık, yalakalık, yasalara uymazlık, kavgacılık, şiddet, darp, karşısındakinin haklarına tecavüz, dolandırıcılık eylemlerinin hızla artmasını sadece endişe ile izlemekle yetiniyoruz.
Parası ile rezil olan bir millet derseniz kimi gösterirsiniz? Her şeyi paraya tahvil etmeye kalkışmış , eğitimini bile ticari meta haline çevirmiş, gençliğini yem olarak birilerinin önüne atan bir devlettir derim. Bilmem bu devlet size tanıdık geliyor mu? Yoğun din eğitimi verilip de dünyada barışı, kardeşliği bilimsel atılımı, huzuru, yalancılığı, dolandırıcılığı, soysuzluğu önlemiş bir tek örneğiniz var mı? Nasıl oluyor da dünyada din eğitiminin yoğun verildiği coğrafyalar ile yobazlık, hırsızlık, dolandırıcılık; yalananın, kavganın, tecavüzün, her türlü melanetin yoğun olduğu haritalar üst üste çakışıyor. Kör müsünüz?
Ortadoğu yaşam ve düşünce tarzını bu toplumda yaygınlaştırmak için bu kültürün dilini ve yazısını yaygınlaştırmayı bu açıdan bakınca onların açısından bakınca akıllıca görmek gerekiyor. Din dersinin okullarda yaygınlaştırılması, diyanete 7-8 bakanlığın bütçesi kadar kaynak ayrılması, her köşe başına bir cami yapılması, dini eğitim gören kişilerin öncelikle bir yerlere atanması, türbanın bir çeşit kutsallaştırılması ve siyasi simge yapılması, aslında bu projenin temel öğelerini oluşturmuştu; buna Osmanlıcanın yaygın öğretilmesinin eklenmesini niye yadırgıyoruz ki? Özlem duyduğumuz Arap kültürüne başka nasıl ulaşabiliriz ki? Diyelim ki Osmanlıcayı öğrettik, bu dili kiminle konuşacaklar? Araplar ve Farslar için yetersiz, bugünkü öz Türkçe için ise neredeyse yabancı bir dil gibi uzak duracak.
Eğer Tarkan’dan şarkıcı olursa, benden de Marilyn Monroe olur. Soy adı “Tevet” olup, İbrani’da bir ay ve Tanrı adıdır. Araplara karşı savaşta kullanılan bir tankın adı da, Tevet’tir. Amcası Tevetoğlu, Amerika ve Suudi Arabistan için çok çalışmıştır. Bunlar var, ama sesi yok; playback olmadan bir buçuk dakika ses çıkardığı bile tartışmalıdır, açık hava konserlerini dahi playback yapıyor. Bugünkü teknoloji ile ve playback konser olursa, beni de yıldız bir şarkıcı yapabilirsiniz...
Üç ihaneti yaşıyoruz. Bir, kemalistlerin kemalizme ihanetidir. İki, müslümanların islama ihanet tarihindeyiz. Üç, meslek ve/veya kariyer sahiplerinin mesleklerine ihanetini görüyoruz.
Yaşamak, bir dünyaya gözleri kapamalı ve bir başka dünyaya bakmaktır; yürek istiyor. Yaşamaktan korkmak, yozlaşmak oluyor.
Coğrafyayla kimlik edinilmez. Mesela Fransa memleketin adıdır. Hiç kimseye Fransa'dan türeme bir isim verilmez. Bizim adımızın da Türkiye'den mülhem olması şart değil. Türkiye bir memleketin adıdır. "Türklerin ülkesi" demektir. Eskiden Türkmen de denildiği için Anadolu'ya "Türkmenya", "Turkia" veya "Türkmeniya" diye 12. asrın İtalyanları ad koymuştur. Bu coğrafyadaki etnik grupların kendi kimliklerini, dillerini, kültürlerini yaşatmak haklarıdır. Tabii bunu yapmak için de bilhassa onların münevverlerinin çok gayretli ve çalışkan olmaları gerekir. Önemli olan bu değil. Mühim mesele herkes kendi kimliğine sahip olur, kendi adını söyler, kendi dilini öğrenir, kendi kültürüne sahip olmaya çalışır. Fakat siz kalkıp da bu yüzden öbürünün kimliğini kaldırmasını isteyemezsiniz. Bu gülünç olur, mantık dışıdır bir kere.
Yarışlarım varışlara, demek bu rap varoşlara; küfür eşittir hür kültür, tenhâlarda dönüşür haykırışlara...
Türkiye devlet olarak bilgiden inhiraf ve sahici bilgiye biganelik bakımından dünyada yalnız değildir. Türkiye'nin dünyada biricik olduğu husus "millî kültür" konusunda millî müktesebatının ve millî mevcudiyetinin zıddı istikamette ilerleyişidir. Sahiciliğin dünyanın her yerinde devlet himayesinden yararlanmadığını gözlemleyebilirsiniz. Sahicilik her zaman avaredir. Ne var ki sahiciliğin devlet tarafından bir tehlike olarak algılandığı ve kifayetsiz muhterisler tarafından düşman ilan edilip devlete ihbar edildiği yegane ülke Türkiye'dir. Sahtecilikle gününü gün edenler bir gün sahiciliğin onlara öldürücü bir nihaî darbe indireceğinden korkuyorlar.
XIX. asırdan itibaren dünyadaki bütün kültürler Batı medeniyeti tarafından darbeye maruz bırakılmış, güdükleştirilmiş, üreme organları kesilmiş kültürlerdir. Bu kültürlerin içinde hareket edenler sadece şaşkın şaşkın bakmayı bilirler, uyuşamadıkları için.