Benzer Sözler

...Bu gideceğiniz yerler sazlık ve bataklıklar içinden geçmekte ve bu yollarda ağır sıkıntılar çekilmesi apaçık gözükmektedir. Bu yol üzerinde kaç kere köprü kurmak gerektiğini kimse kestiremez. Hele bir parça yağmur yağarsa her taraf çamur deryası olacak, o zaman bütün zahire ve top arabaları, ağırlık katarları, yaya ve atlı asker yollarda dökülüp kalacak, işin sonu da bir felâket olacak. Düşman ülkesinin baş kalesi olan Varadin bir yanda dururken hayal ettiğiniz ülkeleri ele geçirmek boş bir düşüncedir. Bir kalenin çepeçevre kuşatıldığı hiçbir zaman görülmemiştir. Kaleler her zaman bir yanından topla döğülerek savaşa girişilir. Burnumuzun dibinde Varadin dururken başka yere neden gitmek gerekiyor, bunu anlayamıyorum. Bir kere Varadin’e gidelim, kuşatalım, açmak kolay gelirse ne güzel, hiç olmazsa kuşatmış olarak şerefimizle döner geliriz.

Marx, büyük bir kütüphane ve yaşadığı zamanda, dünya biliminin en yaratıcı sentezidir. Ancak Marx, yazdığı zamanları, dünya biliminden kesin bir sıçramayı temsil etmiyor; bilimin içindedir ve o zamanki bilimin, güçlü yanları kadar bazı zayıflıklarını da içinde barındırıyor. Dünya gericiliği, Marx'ın çıkışıyla birlikte bilimin ne büyük bir silah olduğunu görüyor ve Marx'ın omuzlarının üzerinden, dünya bilimine savaş acıyor. Marx, ne eksik ve ne fazla, yazdığı zamanın dünya bilimidir.

Bir ihtilalci müzakereye girdiği andan itibaren kaybetmiştir. Kendi iç dünyasında anlaşmazlığa düşmüştür, kendi kafasında kargaşaya düşen bir lider sağlam karar veremez. Onun saat saat şartları değiştirmesinde zayıfladığını hissetmiştim. Zayıfladığını hissettiğim anda bitmişti.

Birinci Dünya Harbi'ne girdiğimiz günlerin birinde, büyük karargahta, benim gibi başka erkanıharp zabitlerinin de bulunduğu bir sırada Bronsart Paşa'ya sordum: Harp yapılıyor, ne olacak, kazandınız ne olacaksınız? Bu kadar büyük fedakarlığın karşılığı nedir? Belçika Belçika diye cevap verdi. Tekrar sordum: Belçika bu kadar fedakarlığı karşılayacak bir değer midir? Belçika'nın nesi var? Eti ne budu ne? Bronsart Paşa, Evet ufaktır, ufaktır ama çok değerlidir, dedi. Ben kendisini sıkıştırmaya devam ettim. Israrla kendisine soruyordum: Harpten sonra ne olacak? Nihayet baklayı ağzından çıkardı, Türkiye dedi. Bunu, Türkiye'yi kazanacağız, manasına söylediğini anladım. Fena halde çarpılmıştım ama, kendimi tuttum. Evet dedim, ne şekilde? Nasıl olacak? Beraber çalışacağız, cevabını verdi. Harpten sonra beraber çalışacağımızı düşünmüyoruz dedim. Bronsart Paşa niyetlerini daha çok açığa vuran bir cevap verdi ve dedi ki: Anlıyorum düşünmüyorsunuz ama kaç kişisiniz? Bu fikri devam ettirecek kaç kişisiniz? Varız kafi derecede, dedim.

Liste
Yükleniyor…