Benzer Sözler

Dünya o kadar büyük ve zengin ki, yaşam da öylesine çeşitli ki insan her zaman bunlardan şiir çıkarma fırsatını bulabilir. Ama her şiirin bir durumdan doğması gerekir, yani şiirin maddesi gerçek olmalıdır. Hiçbir şey üzerine dayanmayan bir şiirin iyi olacağını sanmıyorum.

Sanatını icra eden her sanatçının belli miktarda cazibesi, albenisi vardır. İnsanlar sanatçıları kafalarında kurarlar, onları belli kalıplara sokarlar ister istemez. O sanatçıya ulaştıklarında belki akıllarındaki kişi yok oluverir ve o kişi yepyeni bir kişi olarak doğuverir.

Şiir de köpük cinsi bir şeydir doğrusu. Bir hareket, bir çalkantı, bir ameliyenin bulunduğu yerden çıkar. Koşan atların, kuduz hayvanların, saralı insanların ağzında, dalgaların çarptığı, çağlayanların düştüğü yerde köpük olur. Bir de maden eritilen potalarda rastlarsınız köpüğe. Madenlerin erimesi, ırmakların akması, atların koşmasıdır esas olan. Köpük bazen bir belirti, ama her zaman bir artıktır. Köpük gider, geriye onun belirmesini gerektiren iş kalır. Şiir de bütün öteki sanatlar gibi asıl hareketin kendisine özgü dışa vuruşudur. Bir tamamlama, bir kaçınılmaz fazlalık, yerini bulamamış insanlığın çalkantısından doğmuş bir köpüktür.

Ne çaldığınız değil nasıl çaldığınız önemlidir. Bahsettiğimiz arabeskmiş, popmuş, türküymüş falan bunların özünde anlattığı şeyler aynı insanların aynı duyguları. Sadece onları çalma ve icra etme biçimleri farklı.

Klâsik şairimiz vezin ve kafiye kullanıyordu, adına nazım diyordu. Şiir iki kanadıyla uçabilen bir kuş gibiydi; bir kanadı vezin, bir kanadı kafiye... Söyleyeceği sözü vezin ve kafiyeye oturttuğu zaman zaten kendiliğinden güzelleşiyordu. Ama bugünün şairi vezin ve kafiye kullanmadığı için sözü salt "güzel" söylemek zorunda; yani tamamen yüreğini ortaya koyarak bir güzellik yapmak zorunda. Bu bakımdan şiir nazımdan daha zor bir sanattır. Nazım yer yer zenaat olabilir, ama şiir asla zenaat olmaz, o hep sanattır.

Liste
Yükleniyor…