- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Hayvanları ahlaksal yaratıklar olarak görmeyiz. Ama siz hayvanların bizi ahlaksal yaratıklar olarak gördüklerini mi sanıyorsunuz? — Konuşabilen bir hayvan şöyle demiş: “İnsancıllık, en azından biz hayvanların acısını çekmediği bir önyargıdır.”
İnsan ne ırkının ne dilinin ne dininin ne nehirlerin akışının ne sıradanlığın yönünün kölesidir. Sağlıklı bir akla ve sıcak bir zihne sahip büyük bir insan topluluğu ahlaki bir bilinç yaratır, bu bilince ulus denir.
İnsan ne diline ne de ırkına aittir: İnsan sadece kendine aittir, çünkü o özgür bir varlıktır, ahlaki bir varlıktır.
Özgürlük konusunda bencil olmamak, insan indirgemeciliğine düşmemek bence önemlidir. Kafesteki hayvanın büyük özgürlük çırpınışı yadsınabilir mi? Bülbülün şakıması en değme senfoniyi geride bırakırken, bu gerçekliği özgürlük dışında hangi kavramla izah edebiliriz? Daha da ileri gidersek, evrenin tüm sesleri, renkleri özgürlüğü düşündürmüyor mu? İnsan toplumunun en derin ilk ve son köleleri olarak kadının tüm çırpınışları özgürlük arayışından başka hangi kavramla izah edilebilir? En derinlikli filozofların, örneğin Spinoza’nın, özgürlüğü cehaletten çıkış, anlam gücü olarak yorumlaması aynı kapıya çıkmıyor mu?
İnsan ve hayvan özgürlüğü hareketleri birbirinden ayrılamaz; çünkü hepsi özgür olmadan hiçbiri özgür olamaz. İnsanlar hayvanları sömürdüğü sürece huzurlu, insancıl ve sürdürülebilir toplumlar geliştiremez. Aynı şekilde hayvanlar da toplumlarda derin psikolojik ve kurumsal değişiklikler yapılmadan özgürlüklerine kavuşturulamazlar.
İnsan et yemeden yaşayıp sağlıklı olabilir; o nedenle et yerse, sırf iştah için hayvanların öldürülmesinde payı olur. Ve böyle davranmak ahlaksızlıktır.
'Adamı olmak' veya 'adamı sayılmak' hukuk, ekonomi ve ahlak cephelerinde temel ilke halindedir. Böyle olunca 'insan', çok daha asalak, fiziksel olarak çok daha yağlı, daha az becerili, duygusuz, güvensiz ve ufuksuz bir yaratığa dönüşüyor.
İnsanlar uygar oldukları müddetçe en güzel soruları soramazlar, çocuk oldukları müddetçe en güzel sorulara koşarlar, kafalarında menedici bir kural veya sansür yoktur.
Türkiye, tok esirlerin veya aç hürlerin diyarı değil, hür ve tok insanların diyarı olmalıdır. İnsanlara ekmek vermek için hürriyetlerini ellerinden alan rejimleri reddediyoruz. Aynı şekilde ekmekten yoksun insanlara biçimsel hürriyetler tanımanın yetersizliğine inanıyoruz.
İnsanoğlunun edepten nasibi yoksa, insan değildir. İnsan ile hayvanı ayıran edeptir...
İnsan tabiatına aykırıdır, insan tabiatı bu dünyaya yönelik mutluluk ister. Dünyasını mükemmelleştirmeyen insan kim olursa olsun mutsuzdur. Dünyevi mutluluk, başarı ve ahlakın temelidir. Dünya mutluluğunu by-pass eden herhangi bir düşünce, din, rejim, insanlığa zarar verir.
Dünyanın en iyi insanlarının bile kötülük yaptığı olur, en kötüler niye sürekli kötülük yapsınlar ki?