Dün kazandıklarını bugün yemek zorundadırlar.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
İşçi sınıfı ordusunun beş parasız tabakaları ne kadar genişlerse resmi yoksulluk da o kadar artar.İşte bu kapitalist birikimin mutlak genel yasasıdır.
İşçi sınıfı ordusunun beş parasız tabakaları ne kadar genişlerse resmi yoksulluk da o kadar artar.İşte bu kapitalist birikimin mutlak genel yasasıdır.
Hiçbir partiden değilim. Sizden yanayım ben. Çalışan namuslu fakir fukaradan yanayım, işçilerden yanayım.
Anadolu çıplak
Yalınayak
Karnı aç
İstediği
Bir lokma ekmek
Bilmez tatlı yemez
Girer patronun cebine emek
Bir yanda
Kadehler yan yana
Şampanyalar patlar
Yalınayak çocuklar
Yok bir lokma ekmek
Karnını doyurmak gerek
Suçları fakir olmak
Ağlamak istiyorum
Ağlamak.
İnsanlara bak köle gibi çalışıp kazandıklarını sefil gibi harcıyorlar, üstelik harcatanlar çalıştıranlar onları aynı zamanda, köleleştirdiniz mi sefilleştirirsiniz de...
Ekmeği elbiseyi işçiler yapıyor, ekini köylüler yetiştiriyorlar, sonra yaptıklarını kendi ürünü değilmiş gibi satın alıyorlar.
Hiçbir sermaye, yoksul sınıfların emeğini yönlendirmek ve karakterini biçimlendirmek için akıllıca yapılan masraflardan daha fazla kazanç sağlayamaz.
İnsanlığın en alt aşaması, bireyin diğerlerinden küçük bir ücret çukuruna emek vermek zorunda olduğu zaman yaşanır.
Yoksulun olmadığı yerde, onları sömüren zengin de yok demektir. Ancak halkın yoksulluğundan doğar zenginlik.
Zenginlerin refahı fakirin sefaleti ile dengelenecekse bu gasba son vermek emeğin hem hakkı hem de ödevi.
Özetle işçi sınıfı kendi kemerini sıka sıka aşırı tüketime mahkum olan burjuvazinin göbeğini ölçüsüzce şişirmiştir.
Kapitalist uygarlığın egemen olduğu ulusların işçi sınıflarını garip bir çılgınlık sarıp sarmalamıştır.
Yoksul uluslarda halk rahat rahat yaşar; zengin uluslardaysa halk genellikle fakirdir.
Esas mesleğim hiçbir titri (unvanı) olmayan, sekizinci planda kalmış işler. Küçük adamların ömürlerini törpüleyen ıvır zıvır işler. Ekseri bu ıvır zıvır işler peşinde koşmak, filimci, sinemacı kovalamak. Beyoğlu'nun ara sokaklarından Cağaloğlu yokuşuna taban tepmek.
Yoksuluz biz, ama emekçiyiz, güçlü kollarımız var. Cahiliz, karanlıklar içindeyiz, ama aptal değiliz ve aydınlık istiyoruz. Okuyup öğreneceğiz ve bilgi bizi kurtaracak.
İşe fiilen başlar başlamaz, artık, emeği onun olmaktan çıkmıştır ve bunun için de bu emeğin şimdi işçi tarafından satılması söz konusu olamaz.
Yoksulluğu azaltmadan zenginliği arttıran ve suç işleme bakımından, sayılardan daha hızlı artış gösteren bir toplumsal sistemin özünde çürümüş bir şeylerin olması gerekir.