Buzul çağına kadar vejetaryen bir şekilde beslenen insanoğlu, tartışmasız otoburlara daha yakındır. Son buzul çağında, yaşamlarını sürdürmek için, asıl besinleri olan sebze, meyve ve kuruyemişleri bulamadıklarından dolayı, et yemek zorunda kalan insanoğlu, etle beslenmeye buzul çağı bittikten sonra da hatalı bir alışkanlık olarak devam etmiştir. Buna rağmen tarih boyunca vejetaryen beslenmenin insanoğlu için daha yararlı olduğunu gören birçok topluluk, vejetaryen beslenmeye geri dönmüştür. İnsan için et yemek doğal değildir.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bazen insanın kendisini yönetmesine güvenilmemesi gerektiği söylenir? O zaman insanın başkalarını yönetmesine güvenilebilir mi? Veya insanı yönetmesi için krallar kılığına bürünmüş melekler bulabilir miyiz? Bırakalım bunun cevabını tarih versin.
Bir evrim süreci olarak anlamını gençlere anlaşılır kılmak için tarihin yeni bir tarzda öğretilebileceğine ve öğretilmesi gerektiğine inanıyorum.
Şu Afrika'nın güney doğusundaki sıcak mağaralar olmasaydı biz olmayabilirdik, şu Avrupa'nın batısında, Amerika'nın ortasında benzer başka mağaralar olmadığı için hiç olmayanlar, olmadığı bile akılda kalmayanlar olduğu gibi.
Yaşamın tarihi salt ilerlemeci değildir; kesinlikle tahmin edilemezdir. Yeryüzünün canlıları bir dizi rastlantı ve şans eseri olan değişimler yoluyla evrimleşmiştir.
Binlerce ölü ortaya çıkartan bir savaş çarpışmasına karşılık olarak, bir laf ya da ufak bir hareket çoğu zaman kişinin karakteri hakkında daha derin anlayışlar ortaya çıkartır.
İki ayağı üstünde yürüyen/duran ilk insanın bunu, ellerini mastürbasyon yapabilmek için boşa çıkartmış için yapmış olduğuna dair nedenlerimiz var.
İnsan, doğası gereği ve kendi rızasıyla, kendini gerçekleştirmeye doğru çabalar ve değer kümesinin böyle bir çabayla evrimleştiğini gösterir.
Dinler insan evriminde çok erken ortaya çıktı - insanların kelimenin tam anlamıyla kullandığı semboller kurdular ve bir totem direği çizgisi kadar ölüler.
İnsanlık tarihi sadece gaddarlık tarihi değil, aynı zamanda şefkat, özveri, cesaret, iyilikseverlik tarihidir.
Dünya üzerinde faşistin ne kadar iğrenç bir tarihçesi varsa, komünistin de o kadar saf, kötü bir geçmişi vardır. Ne de olsa ikisini de insan icat etmiştir.
Çoğu zaman ezilenler, kendilerini ezenler gibi olmaya özenirler. Bir zamanlar ezilmiş olanların, birinci sınıf ezenler olduğu görülmüştür.
Çalışmanın zahmetli bir süreç olması ve insanın acıdan kaçınma eğilimi sebeblerinden ötürü insanın yönelenebileceği en kolay yöntem gasptır. Tarih boyunca ne din ne de genel ahlak bu eğilime engel olamamıştır.
Bugün için çok iddialı bir söz gibi gelebilir; fakat gelecekte, dünya barışı için, insanoğlunun vejetaryen olmasının hem çok önemli, hem de gerekli bir aşama olacağını vurgulamak isterim. Daha önce yamyamlığı yaşayıp terk eden insanoğlu, şimdi de, önce kırmızı eti, zamanla da diğer canlıları yemeği terk edecek ve giderek barışçıl, daha az saldırgan bir canlı türü olacaktır.
İnsanlık bütün çağlarda ve ülkelerde o kadar aynıdır ki, tarih bize bu açıdan yeni ya da tuhaf hiçbir bilgi vermez.
Tarihte sabit olan şey açgözlülük, aptallık ve kan sevgisidir ve bu, bilinen her şeyi bilen Tanrı'nın bile değişmesi güçsüz göründüğü bir şeydir.
Doğal bir insan ne toplumdan öne çıkmaya ne de toplumdan dışarı çıkmaya çalışır.