- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Doğanın fenomenlerini keşfetmeye çalışıyoruz. Onu yeniden yaratmıyoruz, sadece evrendeki olayları tekrar ediyoruz. Bunun sonucunda evrende olmayan yeni bir şey çıkmıyor ortaya.
Kimya, tüm yıldızlarda ve tüm gezegenlerde sürüp giden bir oyundur. Oyuncuları atomlar ve moleküllerdir. En ender atomlar bile, bizim alışkın olduğumuz sayma ölçülerine göre, inanılmayacak derecede çoktur.
Doksan derecelik bir açı beni etkilemez; insanoğlu tarafından yaratılmış dümdüz, katı ve değişime açık olmayan şeyler de ilgimi çekmez. Beni esas etkileyen özgür ve hassas eğrilerdir; bu eğrileri ülkemin dağlarında, hızla akan akarsularında, denizin dalgasında, sevilen kadının vücudunda bulabilirsiniz. Eğrilerden oluşur tüm evren, Einstein'in eğrisel evreni.
Aşk halini, kendi kıyametini yaşıyordu toprak. Büyük alt üst oluşlara, ateşe ve uğultuya durmuştu. Kum gibi çoğalan, yığılan, savrulan canlılar, binbir biçimde, toprağı iğfal ediyor, kudurtuyor, kıtlığa ve berekete taşıyordu. Gömülen insanlar parçalanıyor, gözle görünmez milyonlarca canlıya dönüşüyor, toprağı kaynatıyor, mayalıyor, döllüyor, doğuma hazır hale getiriyordu.
Bilim, kendimizi ve birbirimizi kandırmamamız için bir yoldur. Dünya'nın yaşını veya yıldızların uzaklığını ya da yaşamın nasıl evrildiğini öğrenmek... Bunlar ne fark yaratır ki? Bu biraz da, ne kadar büyük bir evrende yaşamak istediğinizle ilgilidir. Kimileri küçük olmasını tercih eder. Bunda bir sorun yok. Anlaşılabilir. Ama ben büyük olmasını isterim. Bütün bu bilgileri kalbime ve aklıma soktuğumda bunlar beni coşturur. Bu duyguyu hissettiğim zaman da bunun gerçek olduğunu, sadece kendi kafamın içinde olup biten bir şey olmadığını bilmek isterim. Çünkü neyin gerçek olduğu önemlidir ve hayal gücümüz Doğa'nın muhteşem gerçekliğinin yanında hiç kalır.
Her şeyin kendisi için yapıldığına inanan insanın aptalca kibri, insan soyunun tümüyle yok edilmesinin ardından doğada hiçbir şeyin değişmediğini ve yıldızların dönmesinin hiç de gecikmediğini görünce pek şaşırmış olacaktır.
Evren kendi kendine çalışır ve doğanın sonsuz yasaları herhangi bir ilk nedene ya da marş motoruna ihtiyaç duymaz.
Doğada hep iki çizgi var olmuştur. Biri zirve, diğeri diptir. Zirveye çıkanlar daha fazla yükselemeyecekleri için düşerler, diptekiler ise daha fazla aşağı düşemeyecekleri için yükselirler. İşte doğada iyiden kötüye, kötüden iyiye bir gidiş vardır.
Toprak... Evrensel ana, ortaklaşa mezardır da. Bir yandan aşınırken, bir yandan tazelenir.
Evren asimetriktir ve bildiğimiz şekliyle yaşamın, evrenin asimetrisinin ya da dolaylı sonuçlarının doğrudan bir sonucu olduğuna inanıyorum.
Doğada her şey bir değişimdir, fakat bu değişimin arkasında sonsuzluk yatar.