Benzer Sözler

İnsanlık bir gün, biyolojik olarak kendisine benzeyen, bir ana-babası, yavrusu, yüzü, duyguları olan, acı çeken, mutlu olan, başka canlıları hunharca öldürüp yeme cinnetinden kurtulacak. Bundan adım kadar eminim. İlerideki kuşaklar bizim çağımızı hayretle okuyacak ve “Sahiden mi? Canlıları ödürüp onların ölü gövdelerini mi yiyorlarmış?” diye inanamayacaklar.

Bugün insanoğlu kendini yok edecek ya da herkese refah sağlayacak bilim ve teknolojiye sahip. Yine de bilim bizim yerimize bu seçimi yapamaz. Sadece bir topluluk olarak hareket eden bir dünyanın ahlaki gücü bunu yapabilir. "Ortak çabamızın gücüyle, birlikte tek başımıza yapabileceğimizden daha fazlasını başarıyoruz".

Eğer biz de bilim adamlarının anladığı şekilde nükleer savaşın ve bunun getireceği yıkımın etkilerini görebilirsek, insanoğlunun eylemlerinin ve teknolojinin de bir şekilde iklim değişikliğine neden olduğunu, belki de sonsuza kadar dünya üzerindeki yaşamı etkilediğini öğreniriz. Biz dünyada yaşayan insanlar, bilgilerimizi, deneyimlerimizi paylaşmakla yükümlüyüyüz.

Eğer türümüz kendini savaşlar aracılığıyla yok edecekse, bu, yıldızlarda değil, kitaplarımızda yazdığı için böyle olacak gibi duruyor. "Tanrı", "cennet", "günah" sözcükleriyle şimdi yaptığımız her şey, geleceğimizi belirliyor.

Uzak bir gelecekte, bir gün, akıllı bilgisayarlar kendi kayıp başlangıçlarını arayacaklar mı? İçlerinden biri, kendi vücutlarının silisyuma dayalı elektronik ilkeleri yerine organik karbon kimyasını temel alan, çok çok uzak, ilksel bir yaşam biçiminden ortaya çıktıkları gerçeğini -kendilerine çok aykırı da gelse- öne sürecek mi? Cairns-Smith adında bir robot Electronic Takeover (Elektronik Devralış) başlıklı bir kitap yazar mı acaba? Kemer benzetmesinin elektronik bir eşdeğerini keşfeder ve bilgisayarların bir anda, kendiliklerinden var olmadıklarını, daha önceki bir birikimli seçilim sürecinden geçerek ortaya çıktıklarını anlar mı? Ayrıntılara dalar ve elektronik gasbın kurbanı olmuş, akla uygun bir kopyalayıcı tasarlar mı? Yeterince uzak görüşlü olup, DNA’nın da daha ırak ve ilkel kopyalayıcıların inorganik silikat kristallerinin rolünü çaldığını tahmin eder mi? Eğer bu robotun şiirsel bir yanı varsa, sonunda silisyuma dayalı bir yaşama geri dönmenin adaletin yerini bulması olduğunu, DNA’nm perde arasından, çok çok uzun sürmüş bir perde arasından başka bir şey olmadığını düşünür mü dersiniz?

Liste
Yükleniyor…