Bu ülkenin parası yani finansı Türklerde olmalı, bu ülkenin sokaklarında huzur olmalı. Ancak bu şartlarda bu devletin bizim olduğunu söyleyebiliriz.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Tekelli düzende devletin tekellerin olduğunu söylemek, gerçeğin binde birini anlatmak demek oluyor. Tekelli düzende devlet tekellerle gerçekleşiyor.
Laiklik, sadece devletin dinden, dinin de devletten elini çekmesini sağlamıyor, din sınıfının dini yaşamak isteyen kitlelere tasallutunu da önlüyor. Bu açıdan bakıldığında laiklik dine en büyük hizmetin kurumudur. Ve laiklik, dindarların âdeta huzur ve mutluluk gemisidir. Dinci sömürücüler laikliğe, esas bu ikinci anlamı yüzünden düşmandırlar. Çünkü onların kitleler üzerindeki şeytani hegemonyalarını kıran, laikliğin bu ikinci anlamıdır. Bu anlam, din bezigânlarının korkulu rüyalarının ve saltanatlarını yitirme kaygılarının esas sebebidir.
Kurumsal düzenin devlet tarafından oluşturulmasına evet; ekonomik sürecin devlet tarafından planlanmasına hayır!
Kuralların devlet tarafından düzenlenmesine –Evet; Devlet planlamasına ve ekonomik sürecin kontrolüne –Hayır! Önemli olan düzen ve süreç arasındaki farkı anlamak ve buna göre hareket etmektir
Benim anayasam şudur: Devletim ve ülkem var oldukça ben de varım. Demokrasi varsa hepimiz varız. Memleketimizin ekonomisini kuvvetlendirmek için elimizden gelen bütün gayreti göstermeliyiz. Ekonomimiz güçlendikçe demokrasi daha iyi yerleşir, dünyadaki itibarımız artar.
Devlet, mabut veya baba değildir. Devlet bir istihdam kapısı da değildir. Aslolan devletin zenginliği sonucu milletin zenginliği değil, milletin zenginliği sonucu devletin zengin olmasıdır.
1983 yılında yapılan seçimler, Anavatan Partisi ile birlikte, benim vaktiyle, tâ 1979'da ileri sürdüğüm bazı fikirleri de bir nevi iktidara getirmiş oldu, ki o zamana göre aykırı denilecek kadar değişik ve farklı fikirlerdi bunlar; serbest pazar sistemi ve ferdin önceliğine dayanan bir ilkeler bütünü. Ferdin devletten daha önemli ve öncelikli olduğu, hatta bir anlamda imtiyazlı olduğu, serbest pazar mekanizmasının işlerlik kazandığı bir sistem.
Fonlama adı altında gelecek kuşakların ödeyeceği harcamaları yapmak büyük çapta istikbal dolandırıcılığından başka bir şey değildir.
Enflasyon bir soyguncu kadar hızlı, silahlı bir soyguncu kadar korkutucu ve bir kiralık katil kadar ölümcüldür.
Herkesin (borsada) neler olup bittiğini bildiği yönünde sağlam bir inancı vardır ama işin aslı, kimsenin bir şey bildiği yoktur. İşte borsayı böylesine büyleyici kılan da budur.
Milliyetçilik ülkeyi büyütmektir, ülkenin itibarını büyütmektir, millete hizmet üretmektir. Milliyetçilik proje üretmektir, plan üretmektir, ekonomiyi geliştirmektir, iç ve dış politikaya vizyon kazandırmak, millî değerleri yüceltmek, millî kültürü yaşatmak, bizi biz eden değerleri muhafaza etmektir. Milliyetçilik yol yapmaktır, okul açmaktır, hastane inşa etmektir, konut inşa etmektir, şehirleri, evleri doğal gazla buluşturmak, hızlı tren hatlarını döşemek, Türkiye’ye ufuk açmak, aydınlık bir kapı aralamaktır.
"Kapitalizm" denilen şey temel olarak iç ekonomi ve uluslararası topluma müdahale eden, güçlü devletlerle yakın işbirliği içinde çalışan, ekonomi, politik sistemler ve sosyal ve kültürel yaşam üzerinde geniş kontrol uygulayan muazzam ve sayılamayacak genişlikte kişisel tiranlıklardan kurulu bir toplu merkantalizm sistemidir.
Fakir daha fazlasına layık olabilir; fakat devletin fakirler adına yaptığı harcamalar fakire bir yarar sağlamaz.
Osmanlı'da devlet ekonomiyi bizzat yönetmiyor, içinde bulunmuyor fakat faktörleri kontrol ediyordu.