Bizim gücümüzün merhametine kalmış türlerin gaddarca sömürülmesine son vererek gerçek bir fedakarlık kapasitemiz olduğunu kanıtlamak için ayağa kalkacak mıyız? Asiler ya da teröristler tarafından zorlandığımız için değil de yaptığımız şeyin ahlaken savunulamaz olduğunu idrak ettiğimiz için? Herkesin belli bir miktar zaman ve enerjisi vardır, ve bir amaç uğruna aktif şekilde harcanan zaman diğer bir amaç için varolan zamanı azaltır; ama insanlığın problemlerine zaman ve enerjilerini adayanların tarım-şirket ürünlerinin boykotuna katılmasına engel olan hiçbir şey yoktur. Vejetaryen olmak hayvan bedenlerini yemekten daha fazla zaman gerektirmez... Vejetaryen olmayanlar “insanların sorunları önce gelir” dediklerinde, insanlar için tam olarak ne yapıyorlar da çiftlik hayvanlarının müsrif bir acımasızlıkla sömürülmelerine destek olmaya devam ediyorlar diye merak etmekten kendimi alamıyorum.

Benzer Sözler

Biz insanüstü ya da sınıf bilinçsiz kavramlardan kaynaklanan tüm ahlaki ilkeleri reddetmekteyiz. Biz bunların toprak sahipleri ve kapitalistlerin yararı adına işçilerin ve köylülerin kandırılması, aldatılması ve akıllarının bulandırılması olduğunu söylüyoruz. Ahlaki ilkelerimizin tamamen proletaryanın sınıf mücadelesi çıkarlarıyla ilişkili olduğunu söylüyoruz. Ahlaki ilkelerimizin kaynağı proletaryanın sınıf mücadelesi gerçekleri ve ihtiyaçlarıdır.

Bütün ihtilalat ve fesadın asıl madeni ve bütün ahlâk-ı rezilenin muharrik ve menba'ı tek iki kelimedir: Birinci Kelime: "Ben tok olsam, başkası açlıktan ölse bana ne!" ... İkinci Kelime: "İstirahatim için zahmet çek; sen çalış, ben yiyeyim."

Genel ilkeler adına, sığırı gıda sağlayan bir araç olarak yetiştirmek sakıncalıdır. Kesinlikle sebze yetiştirmek buna tercih edilmelidir ve bu nedenle de vejetaryenliğin, kurulu olan barbar alışkanlık sisteminden övgüye değer bir ayrılış olduğunu düşünüyorum. Bitkisel gıdayla geçinebileceğimiz ve hatta bu yolda çalışmalarımızı avantaja dönüştürebileceğimiz, yalnızca bir teori değil, müspet bir gerçektir. Birçok ırk, neredeyse yalnızca sebzelerden gelen üstün fizik ve güce dayanarak yaşar. Örneğin, yulaf ezmesi gibi bazı bitki besinlerinin, etten hem daha ekonomik hem de mekanik ve zihinsel performans konusunda etten daha üstün olduğuna şüphe yoktur. Dahası, bu tür gıda, sindirim organlarımızı kesinlikle daha az vergilendirir ve bu gıda miktarı bizi daha mutlu ve girişken yapar. Bu gerçekler ışığında, her çaba, ahlakımıza aykırı bir şekilde hayvanların nedensiz yere vahşice katledilmesini durdurmaya yönelik olmalıdır.

Onları istismar etmenin ahlaksız ve adaletsiz olduğunu tanımak için hayvanları sevmek zorunda değilsiniz. Ama hayvanları seviyorsanız, ancak sömürülerine katılmaya devam ederseniz, sevginin ne anlama geldiğine dair fikrinizi yeniden düşünmeniz gerekir.

Lev Tolstoy, henüz Hitler, Mussolini, Franko, Evren, Erdoğan gibiler henüz yeryüzünde yokken “Mezbahalar oldukça savaşlar sürecek” demişti. Henry Ford ise işçileri iliklerine kadar sömüren o pek meşhur fordist bant sistemini mezbahalardan ilham alarak keşfetmişti. Yani dikkat edilirse, insanı hayvandan aşağı kılan bütün özellikleri, insanın insana, insanın hayvana zulmü sayesinde gelişti. Zulüm ettikçe insan yüceldiğini, hükmettiğini, üstün olduğunu sandı. Ama gerçekte yeryüzünün tüm türleri içinde giderek dibe en yakın tür haline dönüştü.

Liste
Yükleniyor…