Bir Türkle bir Batılının arasındaki fark nedir?' sorusuna öğretmenimin vermiş olduğu cevap, aradan yaklaşık 70 sene geçmiş olmasına rağmen aklımdadır. 'Çocuklar unutmayın, Batılı aklını kullanır, Türk aklını kullanamaz. Bu yüzden Batılıların daima gerisinde kalır. Anladınız mı?' dedi. Arkadaşlar 'Anladık.' dediler ama vallahi ben hiçbir şey anlayamadım. Biz neden aklımızı kullanamıyoruz? Acaba Allah insanları yaratırken Batı'daki kişilerin kafa taslarına daha büyük bir beyin mi koymuş? Evdeki ansiklopedilere baktım, Batılıların beyin ağırlığı ne kadarsa bizimki de o kadar. O halde biz neden Batılıların gerisindeyiz? Daha sonra okuduğum lise hayatım boyunca -Biz liseyi 4 yıl okumuştuk- durmadan bunu düşündüm.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
İnsanoğlu hakikati ve saadeti hiç bulamaz, velâkin bu hakikat ve saadet yolunda yürümeye yardımcı bir şey vardır. Bu karanlıkta fenere benzer, buna maarif, bilgi denir. Maarif insanın fikrini çok eder, aklını keskin eder, zekâsını çoğaltır.
İslâm'a girinceye dek kadını özgür ve eşit haklara sahip bir varlık bilen ve devlet başkanı ya da yöneticisi kılacak kadar yücelten Türk, şeriât bataklığına saplandıktan sonra onu giderek küçük görmeyi, erkeğin hizmetine terk etmeyi ve şehvet aracı haline getirmeyi gelenek edinmiştir. Orhun Kitabeleri'nin kanıtladığı uygarlığın yaratıcısı bir millet iken, şeriât'a kandıkça ve Muhammed örneğine sarıldıkça, bir yandan "akılcılığını" ve diğer yandan da kadını "değer" bilme meziyetlerini terk etmiş ve ilkelleşmiştir. Hiç kuşku edilemez ki bu sonuç, sosyal kanunların ortaya koyduğu doğal bir olaydır. Çünkü tarih şunu kanıtlamaktadır ki her toplum, kadına verdiği değere oranla gelişir ya da ilkelleşir.
Şeriât'ın; insan beynini kemirici, aklı ve mantığı yok edici, düşün gücünü yitirici, yaratıcı zekâyı körletici ve bütün bunlar dışında insan varlığını kul kertesine indirici ve tek bir tümce ile kişiyi uygar gelişmeden önleyici bir felâket kaynağı olduğunu anladığım ve şeriât ile beslenen yığınların insanlığa düşman kesildiğini izlediğim andan bu yana, şeriât zihniyetiyle savaşmayı ve Türk'ün kafasını ve ruhunu şeriât mikrobundan arınmayı kendime yaşam amacı bilmişimdir.
Ey Türk! Onlar senin aklını devşirmeden sen aklını devşir. Çoklar diye korkma, azız diye çekinme.
Toprak ne kadar zengin olursa olsun ekilmedikçe mahsul vermez; kafalar da öyle, ekilmeyen kafalardan mahsul alınmaz.
Aydınlanma tehdit altındadır. Akıl da öyle. Gerçek de öyle. Bilim de öyle, özellikle Amerika'daki okullarda.
İnsanlara kendi akıllarına saygı duymaları ve cesur olmaları telkin edilmeli ve kendileri için arkasından koşması gereken hayallere gereksinimleri varsa, doğruluk, iyilik ve barış sevgisini benimsemeleri öğretilmelidir.
Dinci ve ırkçı robot militanların önünü kesecek en doğru yöntem ise, eşitsizlikleri ortadan kaldıracak sağlam bir ekonomi, aklı özgürleştirip bilinci aydınlatacak sağlıklı bir eğitimdir.
Kadının zihni onun güzelliğine tercih edilmedikçe, düzgün bir eğitim sistemi de asla kurulamayacaktır.
Mutlu bir halk, çocuklarını aklın yolunda ve aynı zamanda da duyguların alabildiğine gelişme olanağı bulduğu şekilde eğitmeyi başarabilen halktır!
Soylu bir kişi ve iyi eğitilmiş bir beyin işte tüm ihtiyacımız olan budur.
Masallar masal olarak, mitler efsane olarak ve mucizeler şiirsel fanteziler olarak öğretilmelidir. Hurafeleri gerçekmiş gibi öğretmek çok korkunç bir şey. Çocuk zihni bunları kabul eder ve inanır ve ancak büyük bir acı ve belki de bir trajediyle yıllar sonra onlardan kurtulabilir.