Benzer Sözler

Bir ülkede terör varsa, bir ülkede günde yirmiyi aşkın kişi siyasal nedenlerle öldürülüyorsa; iller, ilçeler, mahalle ve köyler silahlı zorbaların egemenliklerine terk ediliyorsa o ülkede demokrasi yoktur. Anayasa düzeni yoktur, yaşam güvencesi yoktur. Yaşam güvencesinin olmadığı yerde de devletin kendisi yok olmuş demektir. 12 Eylül öncesi yaşadığımız ortam böyle bir ortamdı, geçmişi unutmadık! Bu korkunç ortamı duygu, düşünce ve vicdanlarımızda yeniden canlandırıp düşünmek zorundayız...

12 Eylül, "yağmurun yağması gibi" doğal bir olaydı; parlamento tıkanmış, partiler işlevlerini yitirmiş, devlet, sağlı sollu terör karşısında çaresiz kalmıştı. Olayların önü 12 Eylül Harekâtı ile alınmasaydı hiç kuşkusuz ülke adım adım bir iç savaşa sürüklenecekti.

Bizde demokrasi, particilik yanlış anlaşıldı. Vatandaşlar; kahvelerini, camilerini, yollarını ayırdılar. Ankara'da, İstanbul'da; üniversitelerdeki, liselerdeki talebeler kol kola sokakta gezemez, okula gidemez oldular. Sağda olanlar bir grup, solda olanlar da bir grup hâlinde; jandarmanın, polisin himayesi altında okullarına gidip gelmeye başladılar. Buna biz daha ne kadar zaman tahammül edebilirdik? Öyle bir noktaya geldik ki artık o zavallı beyinleri yıkanmış, bu topraklar üzerinde büyümüş çocuklarımız birbirlerine o kadar düşman oldular ki neredeyse birbirlerinin kanını içer duruma geldiler. Buna daha fazla göz yumamazdık.

Annelerin buradaki direnişi, kamuoyu oluşturmaları son derece kıymetlidir ama üzüntü veren bir tarafı oluyor. 1117 gündür bu anneler karınlarında taşıdıkları çocuklarının 14,15,17, 20 yaşlarda terör örgütü tarafından kandırılarak ya da zorla dağa, terör örgütünün bulunduğu yerlere kaçırılmaları ve aileleriyle, anneleriyle, annelik hukukunu ortadan kaldırmaları karşısında Avrupa'da insan hakları üzerine söylem geliştiren ülkelerin kurumları duyarsız, sessiz oluşları da ibretliktir. Dolayısıyla onların çifte standartlı bu durumları deşifre olmuştur. Annelerimize metanet diliyorum. Buradaki anneler doğurmuş bu çocukları ama buradaki çocuklar hepimizin çocuğu, Türk milletinin çocuklarıdır, anneler de Türk milletinin annesidir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu olay karşısında hassasiyetimiz son bulana kadar devam edecek.

Taş’ın ahlakı yok. Hareket etmiyor. Faşizm ahlaksızlık’tır; hareketsizlik peşinde koşuyor. Faşizm, tarihin kaydettiği önceki dikta uygulamalarından, korkudan kaynaklanmasıyla ayrılıyor. Faşizmin terörü, kendisi terörize olmuş bir sınıfın, acımasızlık uygulamasıdır; faşizm, kendi içinde çelişkilerini erteleyerek hızını arttırmış bir iktidarın, iktidarını sallamış olanların hareketsizliğe boğma girişimi oluyor. Korkunun hareketsizliği doğurması en çok faşizmde var. Hain, korkak’tan çıkıyor; faşizm bir iç ihanet oluyor. Faşizm, egemen sınıfın kendi içinde ve birbirine karşı ihanetine dayanıyor.

Aklıselimi ve kalbiselimi çoktandır terk eden, Türkiye'nin tökezlemesi için çalışan şer ittifakı, halkı umutsuzluğa, paniğe sevk etmek için karanlık mahfillerin felaket senaryolarını dillendirmekten, terör unsurlarıyla birliktelik yapmaktan utanmayacak kadar alçalmıştır. Bu kapsamda İçişleri Bakanlığının Türkiye'nin bütünlüğüne kasteden terör örgütleri ile irtibatlı ve iltisaklı bazı kişilerin İstanbul Büyükşehir Belediyesinde işe alındığına yönelik tespit ve şikayetler üzerine kapsamlı bir teftiş başlatması yerinde ve değerli bir karardır. Daha önce PKK’nın kayyımı sözde belediye başkanlarının İçişleri Bakanlığınca görevden el çektirilmesinde görüldüğü üzere zillet ittifakının temsilcileri, gizli ortakları ve yancıları; mezkur teftişin önüne geçmek için kendilerini ve partilerini siper etmiş durumdadır.

Ayrıca bu konulara ilişkin bilgileri sızdıranlar ve bu gizli bilgileri kullananlar hakkında da adli işlemler başlatılmıştır. Şimdi bu noktaya, şu söyleyeceğim hususa dikkatinizi çekmek istiyorum; bütün bunlara rağmen, bölücü terör örgütünün yaptığı eylemleri, altını çiziyorum başarılı gibi gösterenler, tekrar ifade ediyorum başarılı gibi gösterenler akan ve akacak olan her damla kanın sorumluluğuna ortak olurlar! Bunu herkesin iyi anlamasını istiyorum. (Aktütün saldırısı haberleri ile ilgili)

Türk milleti, bu halk her şeyin en iyisine layıktır. O açıdan iyi yönetim ilkelerini bu yıl özellikle daha da vurgulayacağız. İnsan hakları konusunda özellikle bizim gibi muadil kurumlarla daha yoğun çalışacağız. Çünkü Türkiye'nin 2023 yılı hedefleri ancak demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve adalet ilkelerinde yükseleceğine inanıyoruz.

Liste
Yükleniyor…