Suç bulaşıcıdır ... eğer hükümet bir hukukçu haline gelirse, yasaya saygısızlık doğurur.

Silahlı kuvvetler Başkomutanının emirlerine uymak ve girişilen harekata derhal son vermek şartıyla, şimdiye kadar kan dökülmesine meydan verilmemiş olması göz önünde tutularak harekata katılanlar hakkında hiçbir cezai takibat yapılacağına hükümet başkanı olarak söz veriyorum.

Beni ilgilendiren hukukun da yönetimin de insan haklarına, açık kavranılmış insan haklarına dayanması.

Suç yokken suçlu arayanlar, suç varken suçlu bulamıyorlar.

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının eylemleri elbette suçtu. ... bu suç, anayasayı ihlal suçu değil silahlı çete kurmak ve bu çeteyi yönetmek suçlarıydı.

Tecrübelerim bana gösterdi ki, hukuka bağlı olmayan bir hükümet uzun müddet ayakta kalamaz. Böyle hükümetler çıplak olup, kendini gören herkese karşı gözlerini yere diken ve kimsenin yanında hürmet ve itibarı olmayan birine benzerler. Hatta böyle bir hükümet, tavanı, kapısı, avlu duvarları olmayan ve her önüne gelenin içeriye daldığı bir eve de benzetilebilir.

Bir suçu tasarlamak, o suçu işlemekten farksızdır.

Her suçun kökeni, ya algıdaki bir sorun; ya sebeplendirmedeki bir sorun; ya da ani bir tutku nöbetidir

İdam cezası, 'intikam' üzerine inşa edildiği için hukuki değildir. İdam cezası, telafisi ve geriye dönüşü imkânsız sonuçlar doğurabileceği için insani değildir.

Ancak bir ifadeyi rahatsız edici veya kötü bulmakla, bunun hukuki bakımdan suç sayılması gereken bir hakaret veya aşağılama olduğunu iddia etmek aynı değil.

Hukukun olmadığı yerde halk 'sürü', insan 'köle'dir. Devlet hukuka saygılı hukuk da insanları özgürleştirdiği oranda meşrulaşır. Hukukun üstünlüğü dışlanırsa, en adil hukuk bile keyfiliklerin oyun oynandığı bir manipülasyon alanına dönüşür.

Düşünce suç olmaz ya, olursa eğer en büyük düşünce suçu, düşüncenin suç olabileceğini düşünmektir.

Hayvan Hakları, bu hakların hükümet tarafından uygulanması anlamına gelir.

Devlet, kendi şiddetine hukuk bireyinkine ise, “suç” adını verir.

Adaletin bulunmadığı yerde herkes suçludur.

Bir hükümetin bir kusuru suç olarak ilan etmesi ve onu bu şekilde cezalandırması, şeylerin doğasını tahrif etme girişimidir. Gerçeği yalan, yalanı doğru olarak ilan etmek ne kadar saçmaysa o kadar saçmadır.

Hukuki olarak, bireysel haklardan farklı olarak 'kamu hakları' diye bir şey yoktur. Hukuken 'kamu' diye bir varlık ya da varlık yoktur.

-Tüm suçların en büyüğü, hükümetler tarafından insanlığı yağmalamak, köleleştirmek ve yok etmek için yürütülen savaşlardır.

Çoğunluklar ve azınlıklar, adalet sorunlarına karar verirken haklı olarak hiçbir şekilde dikkate alınamaz.

Kölelik, köleleştirilen her birey için bir yanlıştır.