Bir ideoloji besbelli bir toplumsal üründür. Yalnızca fikirleri taşıyan sözcükler, toplum durumunda yaşayışın ürünü olmakla kalmaz; fikirler de varlıklarını ve davranışları etkileme güçlerini, toplum tarafından benimsenmelerine borçludurlar. Açıkça saçma olan inançlara bile doğru diye bakılabilir ve bu bakış öylece sürdürülebilir, yeter ki grubun her üyesi onları kabul etsin ve bu kimselere çocukluklarından beri gruba inanmaları öğretilmiş olsun.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
İnançlar sembolleri yaratır ve semboller inancın yerine gecmeye baslar. Çoğu zaman inançlar uğruna değil, semboller uğruna savaşılır.
Şöyle uzakta durup baktığım zaman, insana inanmayanların önderliğinde giden insan yığınlarında, bana son derece dokunan bir şey var.
Şiddet gerçekten söylenemeyen şeydir çünkü ona bir şeyi anlatmaktan umudu artık kestiğiniz anda başvurursunuz...
Kültürü olmayan insan topluluğundan söz edemeyiz. Kültürün 3 ana dayanağı vardır. İlki, dildir. Dilsiz insan yoktur, olamaz. Dil yapısına sahip olmayan insan mümkün değildir. Düşünme dille iç içedir. Dil, düşünmenin dışavurumudur. Düşünme, doğrudan doğruya akla bağlıdır; dil de düşünmenin bir uzantısıdır. (...) İkincisi dindir. Aynı şekilde dildeki gibi insan topluluğu oluşmuşsa orada dinle karşılaşıyoruz. Dini olmayan bir topluluktan bahsedemeyiz. (...) Üçüncüsü zanaattir. Zanaat, olağanüstü derecede hayati bir olaydır. Hayatta kalmamız, yaşamamız için elimizde hazır hiçbir değer yoktur. Her şeyi imal etmek,, ortaya koymak zorundayız.
Şehir dediniz mi gericisiniz, Osmanlıcayı tutuyorsunuz, Türkçenin yani Türklüğün düşmanısınız. Kent deyince de ilerici olursunuz, devrimci olursunuz, Atatürkçü olursunuz, Türkçeden, Türkiye’den yana olursunuz. Höst! Sövmeye bile değmez bu sersemlere elbette. Ama çileden çıkıveriyor insan. (…) Aralarında bir tek sanatçı yok. Şiir değil de ‘yır’, hikâye yerine de ‘öykü’ deyiverince şair veya hikâyeci olacaklarını sanırlar.
Toplum dağılırsa kelimelerin arkadaki anlamlarla bağı kalmıyor, "kötüyüm" diyene "ben de kötüyüm" diye cevap veriliyor, "neden kötüsün" diye sorulmuyor.
Sevgi ve inanç insanlığın varlığını sürdürmesi için bedelsiz kullanılabilecek yegane iki şeydir.
Küfür sokağa kadından çok kedinin girmesini engeller, kedi kadından daha dişidir çünkü.
Ayn Rand'ın 'The Fountainhead'i iyi okumuş olsaydı, Türkiye'de hiçbir ideoloji aklın önüne geçemez, bu ülke inanç dolu militanların cenneti olacağı yerde meslek sahibi insanların ülkesi olurdu. Bir işi iyi yapmak, işine saygı duymak, o işi başarmak bu kadar aşağılanmaz, insanlar yaptıkları işten, üretmekten ve para kazanmaktan utanmazdı.
Aslında bütün sorunların odak noktasında kadınlar ve erkekler kurban olarak birlikte varlar.Çünkü biz kadın ve erkek olarak bir toplumun içine doğuyoruz o toplumda egemen olan kültür ideolojik kalıpları bize empoze ediyor.Biz aslında doğduktan sonra kadın oluyoruz erkek oluyoruz.
İnanıyorum ki, herhangi birimiz bağnazlıkla takiyeciliğin üzerine çizgi çekebilir. Yeter ki doğru çizgi bulunsun.
Dünyayla ilgili inandığımızı sandığımız birçok şeye, ona inandığımızı söyleyene kadar inanmıyor olabiliriz.
Ateist, gerçeklikle azıcık irtibat kurarak komşularının fantezi yaşamlarıyla irtibatı epeyce koparmış olur.