Bir gezegendeki zeki varlıklar, gün gelir, kendi varlıklarının nedenini soracak yaşa gelirler. Eğer günün birinde uzaydan dünyaya üstün yaratıklar gelirse, uygarlığımızın düzeyini değerlendirmek için soracakları soru şu olacaktır: “Evrimi keşfettiler mi?”
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Onlar evrim dediler, bu yaptıklarımız devrim dediler... Ah zekâsına kedi işeyesi nefer; her şey kader!
Bu gerçeği yansıtan sadece al-Cahiz değildir; onun gibi daha niceleri aynı görüşte olmuşlardır. Kapalı bir dille anlatmak istedikleri şudur ki, şeriat verileriyle, daha doğrusu Kur’an’ı kaynak yapmak şeklinde bilim uygarlığı yaratmak mümkün değildir. Bu vesileyle şunu da eklemek gerekir ki, Emevi hükümdarları, (özellikle Muaviya) yönetim işlerinde bile Hıristiyanların tecrübelerinden yararlanmışlardır. Söylendiğine göre “..Aramı Bizans tipinde Hıristiyan kültürünün Müslüman muhitine nüfuzu bu devirde başlar ki, bu tesir karakteristik İslam medeniyetinin teşekkülünde etken olmuştur”.
Eğer bana bir büyükbaba olarak zavallı bir maymunu mu, yoksa doğanın büyük bir güç ve yetenekle donattığı ama bu gücü ve yeteneğini, yalnızca birtakım eğlenceli sözleri ağırbaşlı bilimsel bir tartışma gibi sunmak amacıyla kullanan bir insanı mı yeğlersin? diye soracak olsalar, hiç duraksamadan tercihimin maymundan yana olduğunu söylerdim...
Kutsal kitabın masalımsı açıklaması geçerli olamazdı. Bilimsel görünen diğer açıklamaları da yeterli bulamıyorduk. Charles Darwin kuramı her yönüyle bilimsel yeterlikteydi.
Bilimsel gerçekleri baltalamak için diller döken bir adamın soyundan gelmektense, alçakgönüllü ve haddini bilen bir maymunun soyundan gelmeyi tercih ederim.
Bilimsel düşüncelerle dalga geçerek tartışmaktan kaçınan bir insan yerine, bir maymunla akraba olmayı tercih ederim.
Uygarlık, elde başparmağın diğer parmaklara karşılık tutma becerisi kazanmasının sonucudur ki, bunun için el ayasının ve diğer parmakların kısalması, başparmağın da uzaması gerekmiştir.
Herkes her şeye katılır, kimyada gözlemciler bile moleküllere katılırken insan birbirine bulaşmadan ne kadar durabilir.
Buradayız çünkü sıradışı bir balık topluluğu, karada yaşayan hayvanların ayaklarına dönüşecek özel bir yüzgeç anatomisine sahipti; çünkü Dünya, buzul çağı boyunca asla tamamen donmadı; çünkü Afrika'da bundan bir milyon yıl önce ortaya çıkan küçük ve narin bir tür, bugüne kadar ne yapıp edip canlı kalmayı başardı. Daha "yüce" bir yanıt için yanıp tutuşuyor olabiliriz, ama ne yazık ki yok.
Bugün, insan zekasının evrimi, çoğumuzun, yeni tanrıları icat etmek için çok akıllı olduğu, ancak eskileri bırakma konusunda isteksiz olduğu sahneye ilerletmiştir.
Bu yüzyıl Darwin'in yüzyılı olarak anılacak. O, bu gezegene gelmiş en büyük insanlardan birisidir. Hayat olgusuna din öğretmenlerinden çok daha fazla açıklık getirdi. Evrim öğretisi, en uyumlu olanın hayatta kalma öğretisi, türlerin kökeni öğretisi düşünen bütün zihinlerden ortodoks Hristiyanlıktan kalan son artıkları da temizledi. Kutsal Kitap'ın, korkunun önderliğinde cahillikle yazılan bir kitap olduğunu belirtmekle kalmadı, bunu ispatladı da.
Sen milyarlarca yıllık evrimin sonucu. Sadece birkaç yıl yaşayacaksın ve bir daha asla olmayacaksın. Kesinlikle güzel.
Bilim adamları, gerçeği çeşitli kuramsal yöntemlerle tanımlamaya çalışırken tutucu bir izlenim bırakıyor olabilirler. Ama zaten herkes böyledir. “Evrim gerçektir” dediğimde, “Yeni Zelanda’nın güney yarımkürede olduğu gerçektir.” dediğimde olduğundan fazla tutucu değilimdir.
Darvincilikle tanışmam utanç verecek kadar geç oldu. En az on altı yaşımda olmalıydım. Pek çok kişi daha da geç tanıştı, çoğu hiç tanışmadı. Her Hıristiyan, çocukken Adem ile Havva’yı, dünyanın altı günde yaratıldığını öğrenir. Bazılarına bu, harfi harfine doğru bir şey gibi anlatılır; eğitim açısından bu bir rezalettir. Bazılarınaysa alegori ve efsane olarak anlatılır ve bu oldukça zararsızdır ama 1859’da o olağanüstü gerçeği öğrendiğimizden bu yana, sadece bir alegorinin öğretilmesi, ne kadar hayal kırıcı, alçaltıcı, sığ bir şeydir. Evrimin çocuklara yedi yaşında öğretilmemesi için hiçbir neden yoktur. Yutar gibi öğreneceklerdir.
Canlı organizmalar üç bin milyon yıldan daha uzun bir süre Dünya üzerinde varoldular ve neden yaşadıklarını hiç bilemediler, ta ki Güneş doğana ve ışınları bir tanesine ulaşana dek. Bu kişinin adı Charles Darwin'di. Dürüst olmak gerekirse, başkaları gerçeği belli belirsiz sezmişlerdi. Ancak ilk kez Darwin, neden varolduğumuzun tutarlı ve kabul edilebilir bir açıklamasını yapmıştır.
Uzayın bilinmezlerine ulaşmak, "bilgi çağında devrim yapmak" için, sadece uygar olmak yeter.
Kendi yaşamım boyunca, bitkilerin evriminde o kadar harika bir ilerleme gözlemledim ki.
Şu anda, düşünen her insanı merakta bırakan büyük sorunlar ele alınıyor; insan ırklarının birliği ya da çokluğu; insanın 1.000 yıl ya da 1.000 yüzyıl önce yaratılması; türlerin sabitliği ya da bir türün yavaş ve aşamalı olarak diğerine dönüşmesi; maddenin sonsuzluğu; gereksiz bir Tanrı fikri: insanlığın bugünlerde tartıştığı sorulardan bazıları bunlar
Felsefe ve teoloji varoluşumuz hakkında kafamızı karıştıran gerçekten temel soruları kendi başlarına ele almaktan kesinlikle acizdir. Gözlerimizi açıp doğanın dizginleri ele almasına izin vermedikçe miyopluk içinde sendelemeye yazgılıyız.