Beni, Justin Bieber olarak değil, Kidrauhl olarak da sevin istiyorum.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Memleket kimlik demektir, sevdiklerin demektir. ölmüşlerin demektir; kısacası memleket 'sen' demektir.
Kimseyi kandırmadım. Ama insanların kendilerini kandırmasına izin verdim. Hiçbiri benim kim ya da ne olduğumla ilgilenmedi. Bunun yerine benim için bir karakter yaratmayı tercih ettiler. Onlarla elbette tartışmayacaktım. Çünkü nasılsa olmadığım birine aşıklardı.
Hakkınızda hiçbir şey bilmeden size tapıyorlarsa aynı nedenle sizden nefret de edebilirler.
Bir dost eli miyim, Yoksa bir düşman eli miyim, Bilmiyorsunuz insanları sevdiğimi, Söyleyin ben deli miyim.
Seni sen olduğun için değil, seninle birlikte olduğumda ben olduğum için seviyorum.
Şöhret o kadar tatlıdır ki, onunla ilgili olması kaydıyla, her şeyi severiz—ölümü bile.
Hayranlarımdan ve izleyicilerimden aldığım sevgiden hoşlanıyorum. Ama bence neyin gerçek neyin gerçek olmadığını biliyorum.
Benim misyonum şudur: Ben ne bir Kürt'ü vereceğim ne bir karış toprak vereceğim. Ben, hep Kürtlere sevgiyle yaklaştım. Kürtler olmazsa biz olamayız. Onlara hep kardeşlik getirdim, hep kardeşlik sundum. Ankara DGM'nin bir hakimi Turgut Okyar'dır, birisi de Orhan Karadeniz'dir; ikisine de geldiğim zaman ellerim kelepçeli şunu söyledim: ‘Değerli yargıçlar, bir gün bu ülkedeki Kürtlerimiz bizden ayrılmak istemezlerse, nihai olarak ayrılmak istemezlerse, sizin yüzünüzden değil, bu ülkede bir Yalçın Küçük olduğu için ayrılmayacaklar,' dedim.
Sevgi, ışık türünden kendisini çoğaltan değilse nedir? Ben bunu her gün yaşıyorum; kalpleri taş yüklü olanlar, başka halkları sevdikçe kalplerinde sevgiye yer kalmayacağını sanıyorlar; halbuki insan kalbi sevdikçe büyüyor. Ben topraklarımızın halklarını sevdikçe kendi halkımı daha da çok seviyorum.
Türk aydınını düşüncelerinin bir fonksiyonu olmak yerine, Türk eyleminin hep çocuk kalmış bir çocuğu olarak ele almak, bir yöntem farklılaştırmasıdır. Ve Türk aydınını ciddiye almanın tek yöntemi de budur. Düşüncelerin bir forksiyonu olarak Türk aydını, her zaman seçici, ancak daima cılız bir kopya ve daima bir mediocre'dır. Türk aydını, düşüncenin önemini hep kavradı. Ancak Türk aydını için düşünce, fetvacı geleneğin bir birikimi olabilir, hep belli ve çok uzun dönemli olmayan eylem programlarının bir süsü veya bir örtüsü oldu. Türk aydını bugüne dek eylem ile düşünce arasında kimyasal bir bileşim ihtiyacına çok uzak kaldı, ya da çok az yaklaştı. Düşünce, Türk aydını için ve bir eğilim olarak, eylemin aktörlerini harekete getiren bir kuvvet yerine, tarihsel içgüdülerle sahnelenen eylemlerin güzellik örtüsü, daha başka bir deyişle, bir şal olduğu için, Türk aydınının çeşitli düşün akımları karşısındaki tutumu deneyimli bir kabzımalın toptan sebze piyasasındaki davranışını hatırlatır. Hep seçici kalır, ilgisi hiçbir zaman derinlemesine olmaz.