Artık dokunmasalar da ağlayacağım.

Çoğumuz, eleştirilerle kurtulmaktansa övgülerle mahvolmayı tercih eder.

Güçlerini ve güzelliklerini onlara bağışlıyorum, ben kendi kırılganlığımdan ve zayıflığımdan hoşnudum.

Kendimi tıpkı gövdesini zorlukla taşıyan uzun ama kırılgan bir ayçiçeği sapı gibi hissediyordum.

Dehşet içindeydim. İçimde bir şey kırıldı.

İnsan severken, sevilirken niçin o günkü saadetinin dışında ve onu bozabilecek gizli hıyanetler de bir tat arıyordu? Bu suale bir cevap veya hüküm aramak için kalbinin derinliklerine inen her insan, ömrü boyunca bu çeşit zayıflıklara tutulmuş olduğu birçok zamanları hatırlamaktan zihnini kurtaramaz.

Kabalık, zayıf insanın güç gösterisidir.

Hassas olan yanar, incecik gece kelebeği.

Acılar da acılaşıyor gittikçe sanki, bir azarlanmayla ölümünü düşünen çocuklar gibi.

Ben zayıftım çabuk ıslanıyordum Bana sevmek yaramıyordu Ben sevilemiyordum..

Bir kar tanesi gibi elinde, yavaş yavaş eriyorum.

Marx, büyük bir kütüphane ve yaşadığı zamanda, dünya biliminin en yaratıcı sentezidir. Ancak Marx, yazdığı zamanları, dünya biliminden kesin bir sıçramayı temsil etmiyor; bilimin içindedir ve o zamanki bilimin, güçlü yanları kadar bazı zayıflıklarını da içinde barındırıyor. Dünya gericiliği, Marx'ın çıkışıyla birlikte bilimin ne büyük bir silah olduğunu görüyor ve Marx'ın omuzlarının üzerinden, dünya bilimine savaş acıyor. Marx, ne eksik ve ne fazla, yazdığı zamanın dünya bilimidir.

Çocuk kadar yaratıcı, çiçek kadar kırılgan, kadın kadar patlamaya hazır; işte o devrim'dir.

İkinci Dünya Savaşı; cephede öldürdüklerinden çok, geride yaşayan ölüler bıraktı.

Dayanacağın bir duvarın yoksa ör hadi. Kuvvete dayanamayan adalet âciz, adalete dayanamayan kuvvet zâlimdir.

Serçeler gibidir insanlar, ilelebet uçmaz düşer.

Bir ihtilalci müzakereye girdiği andan itibaren kaybetmiştir. Kendi iç dünyasında anlaşmazlığa düşmüştür, kendi kafasında kargaşaya düşen bir lider sağlam karar veremez. Onun saat saat şartları değiştirmesinde zayıfladığını hissetmiştim. Zayıfladığını hissettiğim anda bitmişti.

Sıkıntılarımız, hayal kırıklıklarımız, zaaflarımız ve beğenmediğimiz yanlarımız aslında kendi gerçek benliğimizi yeterince kavrayamamış olmamızdan kaynaklanıyor. Biz yalnızca sahte benliğimizin bilincindeyiz, gerçek benliğimizin değil. Yapılması gereken gerçek benliğimizi ortaya çıkarmaktır... Tüm yoga uygulamaları, onların meditasyon ve zihinsel yoğunlaşmaları işte bu gerçek benliği ortaya çıkarmak içindir.

O kadar güçsüzüm ki, dokunsalar düşerim.

Tiyatronun seyircisine doğru tuttuğu ayna, onların düşkünlüğünü, dayanıksızlığını, eksikliğini, yetersizliğini, istenç zayıflıklarını ve aşırı güçlü tutkularını dizginleyememelerinin nelere yol açabileceğinin ifadesidir.