Batı'da bile bizi destekleyen milyonlarca insan var ve onların desteğinin farkındayız. Onlarla birlikteyiz. Sömürgeciliğe, zorbalara karşı beraber savaşıyoruz.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Batı, sömürgeciliğe devam etmek istedi ancak biz, buna engel olduk. Bağımsız devletleri birbirine bağlayan bir yapı kurduk. Hristiyanlık, İslam ve diğer dinlerin değerlerine sahip çıktık.
Bu sömürgeci dünya düzeni, yok olmaya mahkum. Ancak bu sistemin efendileri, sonuna kadar savaşmaya devam edecekler. Dünyaya, zorbalık ve sömürgecilik dışında vadedecek hiçbir şeyleri yok.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini karşılıksız destekliyoruz. Herhangi bir pazarlığın içerisinde değiliz, bir beklenti içerisinde bulunmuyoruz.
...gerçek anlamıyla, yeni, adil bir küresel düzen (Davosca söylersek; New Global Context) ancak Türkiye gibi ülkelerin Batı’nın, şimdiye değin, kana boğarak sömürdüğü Somali gibi ülkelere ulaşması ve Batı’dan ayrı olarak, yeni bir kalkınma paradigmasının ortaya çıkmasıyla olur.
Onların ne kadar medeni olduklarını görmek için sadece Paris, Berlin, Londra, Roma’ya Broadway’e, Manhattan’a, Holywood’a bakmak yetmez; Ebu Gureyb’e, Guantanamo’ya, Gulag takımadalarına, Ruanda’ya, Çad’a, Afganistan’a da bakmak gerekir.
Hürriyet gazetesi, İsrael'in kuruluşuyla senkronizedir. İsrael'in kuruluşunu desteklemek için var.
Batı'dan ahlaksızlık da aldık, ama kendi icadımız ahlaksızlıklarla Batı'yı çok geride bıraktık. 'Bir gecelik birliktelik' Batı'da yoktur. Var, ancak, bunlara fahişe diyorlar. AKP döneminde fahişelik lağvedildi, artık fahişelik mesleği de itibar kazandı. Batı'da bu kadar hızla dolar-milyarder yetiştirilmiyor. Çalmanın bu kadar övüldüğü başka bir ülke bilmiyoruz. Artık, bizdekiler, 'home-made' ahlaksızlıktır. Çoğunu, AKP döneminde icat ettik. Batı'dan da aldıklarımız vardı, ancak yeni icat ahlaksızlıklarımız, bizim bulduklarımız, hepsini geçmiş durumdayız.
Tayyip Bey, 'Batı'dan ilim değil, ahlaksızlığı aldık' diyor. Bilmiyor; bizim kurumlarımız ve üniversitede okuttuklarımızın hepsi Batı'dan, Garp'tan alınmadır.
Türk gericiliği ile Kürt gericiliğinin ittifakını önlemek ve Türk devrimciliği ile Kürt ilericiliğinin ittifakını kurmak, bu benim yürüyüş ilkelerimden ve en önemlilerinden birisidir.
Batı, Sovyet damgalı 'marksizm-leninizm' düşüncesini ikiye bölerek leninizm tarafını reddetmiş ve marksizme sahip çıkmıştır. Ben bölmeden korkmamayı öneriyorum, Sovyet kalıbında yeni bir bölünme ile Lenin'in ipuçlarını tutarak Marx'ı yeniden yazmanın gerektiğinden kuşku duymuyorum. Batı bize, Doğu'ya tepkiyle doğdu ve kendisini tanıdı; biz, Batı'ya tepki olmaktan korkmamak durumundayız.
Turgut Özakman ile Orhan Pamuk arasındaki her tartışmada Özakman haklıdır. Bizim Özakman ile tartışmamız bir iç tartışmadır. Pamuk sömürgecidir. Özakman,haklıdır. Pamuk, Türk tarihini bilmez. Bildiği ve yazdığı Yahudi tarihidir ve bir de Kabala'yı yazıyor.Pek de doğru bilmiyor.
Ama Türkoloji'nin Batı ve Kürdoloji'nin Rusya kaynaklı olduğunu ileri sürerken, Rusya'da Türkoloji çalışmalarının olmadığını düşünmemiz ve anlamamız imkansızdır; böylesinin çok yanıltıcı olacağını belirtmek durumdayız.
İşin aslına bakarsan büyür dert, kafana çok da takarsan çekilmez olduğunda hayat, gözlerin arar çekilir bir iki insan.
Kıbrıs'taki bu haksız durum devam eder, müttefikler bizi yalnız bırakır, NATO yanımızda olmaz, anlayışsızlık hüküm sürer, Türk azınlık ezilir, bu böyle devam ederse günün birinde Batı'nın bu savunma sistemi yıkılır, yeni şartlarla yeni bir sistem ve dünya kurulur, Türkiye de bu yeni dünya içinde yerini bulur!
İlk olarak Cihan Harbi'nin ihtimallerinden nasıl çıkacağımızı düşünmekle meşgul idik. Düşündüm ki bir Sovyet Rusya ile ve Anglo Sakson grubuyla karşısında bulunan grupla ayrı ayrı ittifak yapmak. Bu ittifak birine diğeri harbe tutuştukları zaman bir tarafla birlik olmak için değil bu ittifak onlar arasında yeni bir anlaşmazlık çıktığı zaman tarafsız kalmayı her ikisine şimdiden taahhüd ettirmekti. Zihnimde bunu tasarlamıştım bu politikayı takip etmeye başlamıştım. Bu tasavvuru engelleyen Sovyet Rusya ile başladığımız ve çok ümitli bir tarzda cereyan eden müzakerelerin Mareşal Stalin ve Molotov hükümeti tarafından ileri sürülen taleplerle kökünden ve tamamen ortadan kalkması olmuştur. Bu tasavvurdan eser kalmadı.
Birinci Cihan Harbi'nde Almanlarla beraber çalıştık. Anlaştığımız zamanlar oldu, çatıştığımız zamanlar oldu. Çok defa da Almanlar bizden şikayetçi olmuşlardır. Almanlarla münasebetlerimizin hususiyetini belirtmek için şunu işaret etmek isterim ki, Türk-Alman ittifakı içinde beraber çalıştığımız Almanların, Alman İmparatorluğu menfaatine bir takım hesapları vardı. Bilhassa Suriye'de ve Arabistan'da hususi bir politika güdüyorlardı. Bize, yüzümüze karşı açıkça söylediklerine göre, Ermenilere yapılan muameleden son derece kırılmışlardı. Almanların Araplara karşı politikası büsbütün başkaydı. Onlara hususi bir muamele yapıyorlardı ve aslında harbi kazansalardı, yani Almanların istedikleri ölçüde kesin bir zafer kazansaydılar, onlardan kurtuluş kolay olmayacaktı. Açıkça görünüyordu ki, Türkiye'ye gitmek üzere gelmemişler.
XIX. asırdan itibaren dünyadaki bütün kültürler Batı medeniyeti tarafından darbeye maruz bırakılmış, güdükleştirilmiş, üreme organları kesilmiş kültürlerdir. Bu kültürlerin içinde hareket edenler sadece şaşkın şaşkın bakmayı bilirler, uyuşamadıkları için.
Batı medeniyeti burjuvazinin başrolü kimseye kaptırmadığı, XVI. asırda dünyayı kolaçan etmekle heyecana boğulan yağmalama eğilimiyle başlayan, XVII. asırda Bilimsel Devrimi idrak eden ve Sanayi Devrimi'nin arkasından XIX. asırda kolonyalizmle biten biten bir medeniyettir.