Başkaları olanı görüp neden diye sordu. Ben ise ne olabileceğini görüp neden olmasın diye sordum.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Başkaları olanı görüp neden diye sordu. Ben ise ne olabileceğini görüp neden olmasın diye sordum.
Olanları görüyorsun ve “Niye?” diyorsun. Bense olmayanları hayal ediyor ve diyorum ki, “Niye olmasın?”
İnsanlar henüz internetin ne kadar güçlü etkiler yaratacağının farkında değiller ve o yüzden bugün hala bu büyük yoldaki 1.gündür.
Kim olduğumu bilmeyen ben, ne olacağımı ne bileyim? Kim olmayı düşünüyorum? Öyle çok şey olmayı düşünüyorum.
İşinizi bugüne kadar hep aynı şekilde yapmışsanız, büyük olasılıkla yanlış yapmışsınızdır.
Siz varolan şeyleri görür ve şöyle dersiniz: Neden? Oysa ben olmayan şeyleri hayal eder ve derim ki: Neden olmasın?
Olanları görüyorsun ve "Niye?" diyorsun. Bense olmayanları hayal ediyor ve diyorum ki, "Niye olmasın?"
Bizimki iki yüz yıllık bir yenilik-gericilik savaşıdır. Aydınlık'ın karanlık'a savaşıdır. İnsan aklını, hülyayı ve ortakçı felsefeyi egemen kılma savaşıdır.
Çocuk kadar yaratıcı, çiçek kadar kırılgan, kadın kadar patlamaya hazır; işte o devrim'dir.
Hiç kimse yeni giysiden bir parça yırtıp eski giysiyi yamamaz. Yoksa hem yeni giysi yırtılır, hem de o giysiden koparılan yama eskisine uymaz. Hiç kimse yeni şarabı eski tulumlara doldurmaz. Yoksa yeni şarap tulumları patlatır; hem şarap dökülür, hem de tulumlar mahvolur. Yeni şarabı yeni tulumlara doldurmak gerek. Üstelik hiç kimse eski şarabı içtikten sonra yenisini istemez. ‘Eskisi güzel’ der.
Atatürk devrinde tahılla beslenen; incir, üzüm satarak geçinen Türkiye, ufku ve vizyonu itibariyle bugünkünden çok daha ilerideydi.
Zâten inancımız olmasa, vâr olmanın anlamı anlamsızlıktan başka bir anlama gelir miydi?
Kaç tabut gömülecek yeraltına ve kaç kişi gidecek habersiz uzaklara? Kaç yalan yıkacak güvenleri? Kaç satır yazılacak kader kitabına ve kaç dua edeceksin tanrına, kaç damla gözyaşı dökeceksin?