Aziz Augustinus 3. yüzyılda, dünyanın 7 günde yaratıldığını anlatan Yaratılış Kitabı’na felsefi bir açıdan bakmamız gerektiğini, Kitap’ın gerçek anlamıyla 7 günden söz etmediğini söylemişti. Bakın, Kutsal Kitap insanlara cennete nasıl gideceklerini anlatmak için yazıldı, cennetin ya da dünyanın nasıl yaratıldığını göstermek için değil. Adem ve Havva hikâyesi elbette insanlığın Tanrı’nın yaratıkları olduğundan bahseder ama altında yatan asıl mesaj şudur: “Birlik olun.” Çünkü o dönemde insan ırkı düşmanlıkla kavruluyordu. Yaratılış Kitabı’nın sosyal bir mesajı vardı demek istiyorum.
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Filozof, karanlık bir odada, olmayan bir kara kediyi arayan kör bir adamdır; teolog ise o kediyi bulan adamdır.
Kutsal Kitap'taki yalın yaratılış resmi, on yedinci yüzyıl sonlarında inandırıcılığını yitirmeye başladı.
Tanrı sözcüğü benim için insan zaaflarının bir ifadesi ve ürünü olmanın ötesinde bir anlam ifade etmiyor. Kutsal Kitap saygı duyduğum, ancak yine de ilkel ve bir hayli çocuksu bulduğum bir söylenceler topluluğu. Hiçbir yorum, ne denli incelikli olursa olsun, bu görüşümü değiştiremez. En incelikli yorumlamalar birbirlerinden oldukça farklılar ve bunların özgün metinle hemen hemen hiçbir ilgisi yok. Bana göre Yahudilik, öteki tüm dinler gibi, en çocuksu boş inançların nesneleştirilmesidir ve üyesi olmaktan mutluluk duyduğum, düşünce yapısına son derece yakın olduğum Yahudi halkı da benim için öteki insanlardan farklı bir niteliğe sahip değildir... Bu insanlarda ‘seçilmiş’ olduklarını gösteren hiçbir şey görmüyorum.
Hıristiyanlığın sana yardımı dokunmuyorsa, sen de filozof ol, kalender bir filozof!
Sufizm bir din mi, felsefe mi, yoksa mistisizm midir? Her üçü de. Eğer ondan dini öğrenmek istiyorsanız, bir dindir; bilgelik öğrenmek isterseniz, felsefedir; ruhun gelişiminde rehberlik etmesini istediğinizde mistisizm olur. Gerçekte ise üçünün de ötesindedir.
On üç-on dört yaşlarımıza denk gelen dönemlerde okuyan yazan ağabeylerimiz, ablalarımız sayesinde materyalist felsefe ile tanıştık. Diyalektik materyalist felsefeye göre dinin doğuşu özel mülkiyetin ve beraberinde devletin doğuşuyla neredeyse birlikte olmuştu. Ve din parayı ve dolayısıyla devleti elinde bulunduran mutlu azınlığın halkı aldatmak için kullandığı bir uyuşturucuydu.
Felsefeciler, peygamberlik kurumunu akıl kanıtıyla tanıtlamaya yöneldikleri zaman, savlarını, bu kanıta [bir düzenleyici bulunması gerektiği kanıtına] dayandırırlar.(...)şöyle derler: "Bu düzenleyicinin yargısı, Tanrı katından geldiği varsayılan bir şeriatla [bir dinle] oluşur."(...) Felsefecilerin bu akıl yürütmeleri, senin de göreceğin gibi, kesin kanıta dayalı değildir. Neden dersen: varlık ve insanlığın yaşamı, öyle Tanrıdan din getiren biri olmaksızın da oluşup gelişebilir. (...) Düşünün: Kitaplılar ve peygambere uyanlar, kitapları olmayan ateşe tapanlardan sayıca daha azdırlar. Gerçekten ateşe tapanlar, dünyada en kalabalık topluluklardan birini oluştururlar. Kitapları, peygamberleri olmadığı halde, onların da yönetimleri ve uygarlıkları vardır.(...) Ve şu bir gerçek ki, peygamberlik kurumu, akla dayalı bir şey değildir. Onu bildiren, duyuran dindir sadece.
Eğer kutsal kitapları gerçekten Tanrı yazdıysa, onları yeniden gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyorum, çünkü hayat çok değişti.
Kutsal kitabın masalımsı açıklaması geçerli olamazdı. Bilimsel görünen diğer açıklamaları da yeterli bulamıyorduk. Charles Darwin kuramı her yönüyle bilimsel yeterlikteydi.
Bu benim basit dinim. Tapınaklara, karmaşık felsefelere gerek yok. Beynimiz ve yüreğimiz tapınağımız, nezaket felsefemizdir...
Bana kalırsa, hayatı yaşanılır kılmak için dinlere ihtiyaç olduğuna inanmak bir hatadır.
"Gençler ateist oluyor" deniyor, aslında artan ateizm değil, rahatlık sefahat yani zevk ve eğlence düşkünlüğü. Bir insanın ateist olması için geri zekalı olması gerekir. Hakaret etmek için söylemiyorum. Mükemmel yaratılmış bu kainat nizamı insan kendine nasıl izah edebilir?
İyimserlik dinlerde olduğu gibi felsefede de gerçeklerin yerini almış temel bir yanılgıdır.