Ah benim öz be öz Ahıska Türkü annem bu kafatasçılar senin ve senin gibi başı örtülü kadınların Arap olduğunu zannediyorlar.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Biz birbirimizi Kürt, Alevi, dinci, laik diye kutuplaştırırken, Avrupa'da adam seni sırf Türk olduğun için kafadan çürük elma sepetine atıyor.
Polislerin umurunda değil zenciler, tetiği çekip zenciyi vurup kahraman oluyorlar.
Irkçı kafa yapısı deri rengine dayanarak aşağı/üstün hiyerarşisi yaratırken, cinsiyet ayrımcısı mentalite, erkekleri ve kadınları daha yüksek ve daha aşağı varlık sınıflarına ayırır, tür ayrımcısı bakış ise biyolojik süremi insan ve hayvan şeklinde iki zıt gruba ayırarak hayvanları nesneleştirir ve aşağılar. Irkçılığın nefret dolu bir beyaz üstünlükçülüğünden kök salması, cinsiyet ayrımcılığının geri kafalı bir erkek üstünlükçülüğünün ürünü olması gibi, tür ayrımcılığı da şiddet dolu bir insan üstünlükçülüğünün -yani insanların hayvanları istedikleri her türden amaç için kullanma hakkının olduğu sonucunda meydana gelir, daha geniş bakarsak, refahçılığın ahlaki sınırları içinde bu böyledir, ama aslında bunların hepsi resmi Hristiyanlığın ahlaki bavulundan arta kalanlardan başka bir şey değildir.
Elbette hayvanlardan farklıyız; hayır, onlar elbette uzay gemisi yapamazlar, hayır onlar matematikten anlamazlar, hayır tabii ki Shelley gibi romantik şiir yazamazlar. Lanet olsun! Siz bir balina gibi yüzebilir misiniz? Kartal gibi uçabilir misiniz? Bir yarasa gibi işitebilir misiniz? Bir kedi kadar güzel misiniz? Bir kedi kadar güzel kokuyor musunuz? Kimlerin hak sahibi olacağı ve kimlerin hak sahibi olamayacağı, kimlerin topluma dahil olup olamayacağı türünden bir ahlaki evrende kriterimizi akıl olarak belirlemek tamamen saçmadır ve ayrımcılıktan başka bir şey değildir! Eğer zürafalar insan ırkı kadar geri kafalı, kendini beğenmiş ve önyargılı olsaydı en az 2 metrelik boynunuz olmadığı sürece hiçbir hakkınız olmayacaktı. Sizi dirikesimle kestikleri, yiyecek olasınız diye kesip biçtikleri, sırf o kadar uzun bir boynunuz yok diye size her türden işkenceyi yaptıkları böylesine emperyalist bir zürafa dünyasında yaşamak ister miydiniz? İşte bizim ahlaki kodumuz böylesine ayrımcı ve önyargılı.
Kardeşlik söylemi sadece dillerindedir. İşte diyor ya ‘Neyiniz eksik daha, sizin neyiniz eksik.’ Söylemde bile ayrımcılık var. Siz, biz. Bize yani Türk olmayanlara ‘siz’ diyor. Oysa biz bu ülkenin hep birlikte sahipleriyiz. Sen bu ülkenin temel halklarına, kültürlerine nasıl ‘siz’ diye hitap edersin? Ülkeyi kendi malları, mülkleri gibi görüyorlar. Biz ülkenin sahibiyiz diyorlar, sizin daha neyiniz eksik? Ben söyleyeyim, çok şükür hiçbir eksiğimiz yok. Çok şükür ki senden yana hiçbir beklentimiz yok. Vicdan olarak, insani değerlere bağlılık olarak senden daha fazlamız var, eksiğimiz yok.
Ey Batı Trakya Türk genci! Daha dünyaya gözünü açtığın dakikada, kundaklar içinde sarılı iken, haksızlıklar ve ayrımlar teneffüs ettin. Doya doya, bağıra bağıra 'Ben Türk çocuğuyum!' diyemedin.
Bugün, utanç duvarlarının yıkıldığı, insanın insana baskısının reddedildiği ve “insanlar kendilerini ne hissederlerse odurlar” ilkesinin kabul edildiği dünyamızda ne ırk ayrımcılığının yeri vardır ne de yönetimler toplumların ulusal kimliklerini değiştirmeye muktedirdirler. Aksini düşünenler hüsrana uğramaya mahkûmdurlar.
İnsanların yeryüzünde yarattıkları zorluklardan biri, çoğunun bazı şeylerin "daha iyi" olduğu fikrine sahip olması. Müslüman olmak "daha iyi", Yahudi olmak "daha iyi", Mormon olmak "daha iyi", Hıristiyan olmak, erkek olmak, kadın olmak, muhafazakar olmak, liberal olmak, Fransız olmak, İtalyan olmak, siyah olmak, Asyalı olmak, beyaz olmak, bilmem ne grubunun üyesi olmak "daha iyi"... Liste uzar gider. Bazılarınızın diğerlerinden daha iyi olduğuna inanıyorsunuz. Bu gerçek değil.
Benim, bugün hâlâ kafa düzlettiren Siyah erkeklerle ve Beyazlara benzeyebilmek için renk renk peruklar takan Siyah kadınlarla ilgili, kendi tecrübelerime dayanarak söyleyeceğim bir şey var: Bu insanlar saçlarına gösterdikleri itinanın yarısını kafalarının içindeki beyinlerine gösterselerdi, durumları şimdikinden bin defa daha iyi olurdu.
Irkçılık dünyada hep var olacak, Amerika'nın da bir parçası. Özellikle Afrika kökenli Amerikalılar bunu her gün yaşıyor. Afrika kökenli Amerikalılar olarak burada kendimizi diğerleriyle eşit hissedebilmemiz için daha çok yol katetmemiz gerek.
Arnavutlar oldukça cahil ve ilkeldirler. En fazla bir köpek kadar sadık olabilirler ki; bu da ilkel milletlerin özelliklerinden biridir. Bizim Çuvaşlarımız da aynıydı. Geçmişte de Rus çarları onları her zaman koruma yapmak için kullanırlardı.
Asya kökenli Amerikalılara karşı korkunç nefret suçları işlendi. Bu insanlar saldırıya, tacize, suçlamalara maruz kaldı, günah keçisi ilan edildi. Onlardan birçoğu şimdi ön saflarda pandemiyle savaşıyor. Bu nefret suçları, yanlış, Amerika'ya yakışmıyor ve artık bitmeli.
Kendinizi Hint ya da Müslüman ya da bir Hıristiyan ya da başkaca birisi olarak adlandırdığınızda şiddete düşüyorsunuz. Neden bunun bir şiddet olduğunu görebiliyor musun? Çünkü bu şekilde kendini, insanlığın kalan kısmından ayrı tanımlıyorsun. Kendini inanç ile, ulus ile, gelenek ile ayırdığında, bu ayrım şiddeti doğuruyor. Öyleyse şiddeti anlamayı arzu eden bir kişi herhangi bir ülkeye, herhangi bir dine, herhangi bir politik partiye ya da bir grupsal sisteme ait değildir; o kişi insanlığın tümünü anlamanın peşindedir.