Adnan Menderes asıldı. Zorlu asıldı. Yaşasalardı siyasetin saygın insanlarından biri olurlardı. Bunlar doğru mu? Ebediyen yasağı kabul etmiyorum.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Darbe ihtimali devam etmektedir. Sivil siyasetin gerekli müesseseleri yaratamadığı, kendini yetiştiremediği bir ortamda darbe kaçınılmazdır.
Askerler 10 yıl önce dönemin başbakanı Necmettin Erbakan'ı iktidardan uzaklaştırdı. O darbeyi yaratan koşullar bugün yeniden ortaya çıkıyor. Bir kez daha iktidarda bir İslamcı var. Bir kez daha generaller, hükümetin laik devleti nasıl zedelediğini öfke ile fısıldıyorlar. Bana göre Türkiye'de 2007 yılında bir askerî darbe olması şansı yüzde 50. Çoğu Türk, Başbakan Erdoğan'ın Erbakan'dan daha ılımlı olduğunu düşünmesine karşın, Erdoğan yine de bir İslamcı. Son haftalarda Türkiye'nin en üst düzey subayları ile konuştum. Hepsi demokrasiye ara verilmesini arzulamadıklarını ancak askerlerin yakında laikliği -ki o olmadan çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede demokrasi olamaz- korumak için harekete geçmek zorunda kalabileceklerini açık bir biçimde dile getirdiler.
Batı ülkeleri, yıllardır diğer ülkelere demokrasi getirmekten bahsediyor. Ancak tam tersi oldu. Sadece sömürgecilik ve kölecilik getirildi. Dünya düzeni demokratik değil. Özgürlükler yok. ABD, nükleer silahlarını Japonya'ya karşı iki defa kullandı. Sadece güç gösterisi yapmak için, Almanya'nın şehirlerini yerle bir etti. Tek amacı dünyayı tehdit etmek ve korkutmaktı. Ve tabii ki bizim ülkemizi. Vietnam'da kimyasal silahlar kullandılar ve her yeri vurdular. Kore'yi ve Japonya'yı işgal ettiler. Almanya'yı işgal altında tuttular. Ve şimdi kendilerini ortak ve müttefik olarak tanıtıp bu işgale devam ediyorlar.
Evet, Berlin Duvarı yıkıldı. Demokrasi ayaklanması uç verdi. Ama bunu sadece Irak savaşına bağlamak olmaz. Sekiz buçuk milyon Iraklının 30 Ocak'ta sandık başı yapması, oy vermesi ve bunun televizyon ekranlarından bütün Arap dünyasına yayılması elbette etkileyiciydi. Ama örneğin Lübnan'da bunun etkisinden söz etmek doğru değil. Çünkü bizim eskiden kalma kendi demokrasi geleneğimiz var.
Bazen insanın kendisini yönetmesine güvenilmemesi gerektiği söylenir? O zaman insanın başkalarını yönetmesine güvenilebilir mi? Veya insanı yönetmesi için krallar kılığına bürünmüş melekler bulabilir miyiz? Bırakalım bunun cevabını tarih versin.
Atçalı Kel Mahmut 1826'da hademe olarak çalıştığı valiliği basar ve kendini vali ilan eder. Buna ilk demokrasi girişimi deniliyor. İşte ilk demokrasi girişimi böyle olursa, bugünün demokrasisi de böyle olur.
Türkiye'de bugüne kadar yapılmış veya teşebbüs edilmiş hiçbir darbe, özellikle vesayetin hiçbir oyunu, meşru, milli, masum, onurlu değildir.
Bakın 28 Şubat'taki MGK toplantısını hepimiz merakla bekliyoruz. Ne olacak diye tartışıyoruz. Darbe olacak mı diye tartışıyoruz! Bunu da yüksek sesle tartışıyoruz! Bunu tartışmak bile Türk demokrasisi adına yeter ayıptır!
12 Eylül 1980'de askeri darbe sol kesimin üzerinden buldozer gibi geçtiğinde, insanlar hapishanelerde işkencelerde öldürüldüğünde İslamcılar hiçbir tepki göstermedi. Hatta işkence iddialarını soruşturmak için Avrupa'dan gelen heyetlere, zamanın İslamcı önderleri, 'Avrupalılara da ne oluyor? Bizim içişlerimize ne hakla karışıyorlar' diye millî bir damarla siyaset yaptı. Ne zaman ki İslamcıların kendileri mağdur olmaya başladı, o zaman demokrasinin gerekli olduğuna inandılar.
Belki çoğumuz farkında değiliz ancak, Nimet Baş'ın açıklamasıyla bu ülkede yepyeni bir dönem başladı. Bir devrim yapıldı. İlk defa asker sorgulandı ve daha da önemlisi bundan sonra darbeye kalkışacaklara mesaj yollandı: Arkadaşlar, yaparsanız hesap verirsiniz.
Kim ne derse desin tüm darbeler yanlıştır hele ki bu darbe girişimlerinde dış güçlerin parmağı varsa
Ne olurdu Menderes; tarihî şahsiyet hâline gelmiş ve Atatürk'ün en yakın arkadaşı olan, uzun süre başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapmış İsmet İnönü'ye gerekli saygıyı gösterse, konuşmalarını daha ölçülü yapsa idi? Zararlı mı çıkardı? Aksine daha da kârlı çıkardı. Ama yapmadı. İsmet İnönü de keza çok ağır tenkitler yapmıyor değildi. Ancak tahrik ediliyordu.
Amerika insan haklarını icat etmedi. Gerçek anlamda insan hakları Amerika'yı icat etti.
Tarihin Yunan'da, demokrasiyle birlikte ortaya çıktığı zannediliyor. Oysa tarihin dünyadan demokrasiyle birlikte silindiği kanıtlanabilir.
Asma binti Mervan ve Ebu Afek isimli iki büyük şair, Mekke’nin mütedeyyin ve muhafazakar lideri Ebu Leheb tarafından finanse ediliyordu. (...) O gün düşünce özgürlüğü adı altında yandaş odakların teraneleri pazarlanıyordu. Peygamberimiz, en ciddi hamleyi, bu şairleri öldürterek yapmıştır. Akabinde Mekke fethedilmiştir. Halkın zihnindeki prangalar paramparça edilmiş, özgürce düşünen halk gerçekleri görmüştür... Bugün de, gerçek demokrasi için; mevcut medya düzeninin tamamen değiştirilmesi gereklidir.
Kenan Evren %92 ile devlet başkanı seçilmişti. Darbeci olarak öldü! Tarihe Faşist olarak geçti. "Ne oldum" dememeli "Ne olacağım" demeli!
Darbeyi aklından geçiren varsa, millete silah çekmeyi düşünen bulunuyorsa, biliniz ki 82 milyonun kanını dökmeden bu şerefsiz tertip ve teşebbüsünde muvaffak olamayacaktır.