19 Mayıs'ta Diyarbakır annelerinin huzurunda olacağız. Ellerinden, ayaklarından öpmek ve acılarını paylaşmak için yanlarında olacağız. Türkiye'nin her yerindeki gençleri yürüyerek Diyarbakır'a çağırıyorum. Diyarbakır'da kardeşlik ve özgürlük yükselecektir. Türkiye'nin birliği ve beraberliği bu kadim topraklarda başkalarının taşeronu olan örgütlerin üzerinden değil, bu halkı seven, bu milleti destekleyen gençlerin omuzunda yükselecektir. Birlikte Türkiye'yiz. Anneleri ziyaret etmeyenleri de buradan kınıyorum. Her gün başka bir kurumun önüne giden liderler her gün Diyarbakır annelerinin önüne gelirlerse, ellerini öpmeye çalışırlarsa bu ülkeye büyük hizmet edeceklerdir.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Annelerin buradaki direnişi, kamuoyu oluşturmaları son derece kıymetlidir ama üzüntü veren bir tarafı oluyor. 1117 gündür bu anneler karınlarında taşıdıkları çocuklarının 14,15,17, 20 yaşlarda terör örgütü tarafından kandırılarak ya da zorla dağa, terör örgütünün bulunduğu yerlere kaçırılmaları ve aileleriyle, anneleriyle, annelik hukukunu ortadan kaldırmaları karşısında Avrupa'da insan hakları üzerine söylem geliştiren ülkelerin kurumları duyarsız, sessiz oluşları da ibretliktir. Dolayısıyla onların çifte standartlı bu durumları deşifre olmuştur. Annelerimize metanet diliyorum. Buradaki anneler doğurmuş bu çocukları ama buradaki çocuklar hepimizin çocuğu, Türk milletinin çocuklarıdır, anneler de Türk milletinin annesidir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu olay karşısında hassasiyetimiz son bulana kadar devam edecek.
Türk, Kürt hangi milletten olursa olsun kardeştir, onları birbirine düşürmeye çalışanlar da kalleştir.
Gençler, hem gezmeyi hem de okumayı ihmal etmeyin. Bilmek için ikisi de lazım. Sorguladığınız ya da merak ettiğiniz her şey hakkında kitap okuyun. Sadece ders kitaplarıyla gerçekleri öğrenemezsiniz.
Aslında ilk çağdan çok, blu çağı beni ilgilendirendi. Lisede rehine dönemi geçirdim. İlk sigarayla merhabalaşmamda kendimi kabile reisi sanmıştım. Arkadaşım bir canavarmış, maalesef çok geç anladım. Çakmak onun ellerindeydi.
Suçluların cezaları müebbet hapse çevrilmelidir. Nihayet bunlar genç, tecrübesiz, taşkın insanlardır. Taşkınlıklarının hiçbir netice veremeyeceği kendilerine ve emsallerine öğretilmiştir.
Serde gençlik var koca çınar,
Sevda var,
sen sevdanı çiğneyip geçer misin?
Öte yanda gurur var,
Ölesiye gurur var,
Seni unutanları, sen olsan sever misin?
Bir yol eğ de başını, dinle arkadaşını.
Kulun kölen olayım, sil gözümün yaşını.
Ey genç; Devleti sağılan inek sayan, onu sürekli sömürmek isteyen , kişisel çıkarlarını her değerin üstünde tutan zihniyetten uzak duracaksın.
Gençlere kitap okuma alışkanlığı kazandırmalı, onları birer ŞAHSİYET haline getirmeli.
“Ben belli imkânlara sahibim, Kolej’de okuyorum, İsviçre’de, Fransa’da yüksek tahsil görüyorum; benden çok daha fazla yetenekli olan ve bu tür bir tahsilden çok daha fazla fayda sağlayabilecek kimseler bunu yapamıyor,” diyerek bir eşitsizliğin varlığını ve bu eşitsizliğe karşı olmak gerektiğini, çok küçük yaşlarımda hissettim.
Duyguları ucundan tutan teknoloji insanlarının, bu hayatın her zerresine yayılmış kuru görüntüler ve baştan savmalık içinde aşk yaşamaları mümkün değil. O nedenle bazı özel kişilikler dışında gençlerin ‘aşk’ diye yaşadıkları bir şuursuzluk hali.
Genç arkadaşlarımız, mümkünse eğer, edebiyatın mutfağında olmaya baksınlar. Türk edebiyatında iz bırakmış isimlerin ezici çoğunluğu, edebiyatın mutfağında olmuş kimselerdir. Mehmet Akif'ten Sezai Karakoç'a, Cemal Süreya'dan İsmet Özel'e kadar. Ya dergi çıkarmışlar, ya yayınevi kurmuşlar ya da bunlara benzer işlerin bir ucundan tutmuşlar.
Sonuç olarak genç şairlerin çok okuyup çok yazmalarını, fakat zor beğenip az yayınlamalarını dileyeceğim.
Gençliğimde aradığımı yaşlılığımda buldum , neylersin. Ya ben erken geldim ya sen geç kaldın vuslata , neylersin. Kader!
Düşünce göklerinin baş konağı sevgidir sevgi; Gençlik destanının baş yaprağı sevgidir sevgi; Ey sevginin sırlarından habersiz yaşayanlar, Bilin ki tüm varlığın baş kaynağı sevgidir sevgi.
Şu içinde yaşadığımız ortamda, ne yaptığını, daha doğrusu ne yapacağını bilen yegâne devrimci kesim öğrencilerdir. Çünkü somut ve çok geniş bir çalışma alanına sahipler; hem gericilerden hem de okullarında kurulmakta olan karakollardan gelen çifte baskı altında ve kendi gençlik örgütlerinin içinde hazırlanıyorlar. Bu ülkede sosyalist solun bütün yükü ve cefası öğrenci gençliğin omuzlarında olmuştur. Devletin baskı aygıtları da en çok onlardan korkmuş ve var gücüyle üzerlerine çullanmıştır. Geniş eylem birlikleri sağlanmazsa yine öyle olacak gibi görünüyor.