Uluslararası İlişkiler

Türkiye ve İspanya önemli kapasiteleri olan ve her alanda olumlu yönde ilerleyen ilişkilere sahiptir. Ticaretten üst düzey toplantılara kadar her parametrede benzersiz bir şekilde yüksek seviyelerdeyiz. Avrupa, Türkiye ile başlar, İspanya ve Portekiz'e kadar uzanır. Avrupa'nın sağlığı, komşularının sağlığı için gereklidir. Bu bağlamda Türk-İspanyol ortaklığı, Avrupa, transatlantik alanı ve kıtamızı çevreleyen geniş alan için NATO ve Avrupa Birliği işbirliği ile hayati önem taşımaktadır.

Suriye ve Libya arasında muazzam farklılıklar var. Esad, Kaddafi değil. Kaddafi, üzülerek söylüyorum bir "çılgındı". İkinci olarak Libya'daki muhalefet ciddi, önemli oyunculardan oluşuyordu. Siyasi ve askeri olarak ülkenin büyük bir bölümü çatışmaların başladığı dönemden yarısına kadar kontrol altına alınmamıştı. Bu durum Suriye için geçerli değil. Bu nedenle sorun Suriye'de çok daha karmaşıktır. Ve görünüyor ki basite indirgenmiş çözümlerde en iyi alternatifler olmayacak.

Avrupa Ordusu kurulursa, Avrupa’nın bölünme ihtimali artar. Rusya’nın ne kadar uğraşsa kendi başına başaramayacağı bir durum böylece yine Avrupalılar sayesinde gerçekleşir. ABD ve Rusya, Doğu Avrupa’yı tampon bölge yaparlar; böylece Franko-Germen ittifakının Rusya ile bağları hepten kesilir. Bu arada Birleşik Krallık ile ABD Atlantik ittifaklarını güçlendirirler, dolayısıyla söz konusu ittifakın Batı’daki faaliyetleri de sınırlanır. Böylece Fransa-Almanya ordusuna bir kaç Kuzey Afrika ülkesi kalır.

“El Halil Anlaşması“'ndan sonra Clinton yönetimiyle çok kısa bir balayı dönemi yaşandı. Clinton bana, zor bir karar verme konusundaki “cesaretimden” ötürü beni öven bir mektup gönderdi. Arafat'a da benzer bir mektup gönderdi. Arafat'ın gösterdiği tek cesaretin, kontrolüne verdiğimiz Filistin mahallelerini alma cesareti olması nedeniyle bunun tuhaf olduğunu düşündüm. Ama bu açıkça olabileceği kadar iyiydi. Beyaz Saray İsrailli gazetecilere "Netanyahu ve Arafat ABD'nin müttefikidir" dedi. Bu inanılmazdı. ABD'nin en sadık müttefikinin demokratik olarak seçilmiş lideri ile yüzlerce Amerikalıyı katleden bir terör örgütünün lideri eşit muameleye tabi tutuldu..! Ancak o günlerde Washington'un diplomatik zihniyeti böyleydi. Yönetim çift namlulu miyopiden muzdaripti. Washington; Filistinlilerle olan çatışmamızın özünde Filistinlilerin herhangi bir sınırda bir Yahudi devleti tanımayı ısrarla reddetmesi olduğunu görmeyi reddetti. İkincisi, İsrail hükümetinin, başbakanın her an en zayıf çoğunluk tarafından devrilebileceği parlamenter sisteme bağımlı olduğu gerçeğini gerçekten içselleştirmeyi reddetti.

NATO'nun yüksek hazırlıklı 6 kolordusunun bir rotasyon çerçevesinde Afganistan görevini yürütüyoruz. Komuta sırası gelirse almamız söz konusu olabilecek. Ancak, biz faaliyetlerimizi şu anda Kabil'e yoğunlaştırmış durumdayız. Terörle mücadele, sabır gerektiren bir konu. Taliban ve El Kaide'de ne kadar başarılı olunduğunu izliyoruz. Bu birden bitecek bir harekat değil. Ancak, Kabil ve çevresinde halkın yaşam seviyesinin yükseldiğini görüyoruz.

Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın suratına telefonu kapatan Putin, şu ana kadar Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’i aramadı. Putin, saldırıların başladığı andan itibaren beklentilerin aksine Ermenistan’ın yanında yer almadı. Hatta Paşinyan’ın içine düştüğü zor durumu uzaktan izlemekle yetindi. Putin böylece ABD ve Fransa yanlısı Paşinyan’ın burnunu sürtmüş oldu.

Liste
Yükleniyor…